8 Haziran 2010 Salı

Sanat Ayaklar Altında

Japonya'da Rögar Kapakları kitap& iPad oldu:


Kitabın yazarı  Remo Camerota görüntülediği birbirinden ilginç rögar kapağı tasarımlarını yayınladı.

Gezerken çoğunlukla doğayı ve mimariyi izleriz ama ayaklarımızın altında ne olduğuna bakmayız.
 Ancak Japonya'da renkli ve ilgi çekici rögar kapakları kendine baktırıyor.



 
"The Drainspotting Extras"   kitapla aynı zamanda satışa sunulan Remo Camerota tasarımı iPad uygulaması iTuunes erişimine de açık.



Kitabın yerini tutmayacak iPad uygulaması beğenenleri kitabı satın almaya heveslendiriyor.


Remo Cemerota'nun derleyip yayınladığı çok sayıda kapak tasarımı bile bir Japonya seyahatini düşündürüyor.

Kaynak : http://www.designrelated.com

5 Haziran 2010 Cumartesi

Dikmen Vadisi'ne Gökdelen Değil, Ağaç Dikilsin!




Dikmen Vadisi Halkı “kentsel dönüşüm” yağmasına karşı verdiği mücadelede beşinci yılına girdiği  şu günlerde “Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi” iptal edilse de, yarın yeni rant saldırıları ile yine karşılaşma olasılığını gözardı etmiyor.
Bir yandan “barınma hakkı” ve “insanca bir yaşam” için verilen bu mücadelede doğal çevresi ve kaynakların bilinciyle Ankara’nın vazgeçilmez bir değeri olan Dikmen Vadisi, aynı zamanda bütün kent ve kentliler için de savunulmaktadır.

TAG Platform kent yaşamının kalitesini bireyin yaşam kalitesinden ayrı tutmayan vizyonuyla örtüşen bu mücadeleyi desteklemektedir.
 Dikmen Vadisi’nin; kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılacak lüks villalar, dev alışveriş merkezleri, yüksek güvenlikli sitelerle betonlaşmaya teslim olmasına ve bütün Ankaralı’lardan çalınıp esirgenmesine göz yumulmamalıdır.
İşte bu söylemi uygulamaya geçirmek adına Dikmen Vadisi Halkı Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu öncülüğünde bir “ağaçlandırma kampanyası” başlatıyor.     

PROGRAM
Tarih  : 06 Haziran 2010/Pazar
Yer      : Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu              
Saat 11.00; Kampanyaya katılan kişi ve kurum temsilcileri ile vadide sabah kahvaltısı ve basın toplantısı
Saat 12.00; Vadide birlikte ağaç dikimi


AYRINTILI BİLGİ VE İLETİŞİM
0 507 350 36 21
(312) 490 40 27
www.dikmenvadisi.org
www.barinma.org



3 Haziran 2010 Perşembe

Kentsel Dönüşüm Hataları Ödüllendirilirse Ne Yapmalıyız?


Gazi Üniversitesi  tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar'a geçtiğimiz günlerde törenle fahri doktora ünvanı verildi. Kendisine toplu konut alanındaki birikimi, kamu arazilerini ve kaynaklarını verimli biçimde değerlendirip halka açmasındaki çabaları; alt gelir gruplarına yönelik konut üretimi konusundaki katkıları, gecekondu önleme, kentsel gelişim ve yenileme çalışmalarından dolayı verilen bu ünvanı veren akademik kurumun yaptığı hatayı dile getirmek bizim gibi toplum faydasına çalışan, kent ve çevre konusunda birikim sahibi gönüllülerin en büyük görevi.

TOKİ kamu kaynaklarını kullanarak, uzun süredir kentlerimizin büyük bölümünde geri döndürülmesi mümkün olmayan hasarlara yol açmış, birçok kentin planlı gelişme perspektifini, gelişigüzel açtığı gelişme alanlarıyla, ortadan kaldırmıştır. Şehirciliğin ve mimarlığın yüz karası yapılaşmalara neden olmanın yanı sıra, özellikle gecekondu alanlarında ve çöküntü bölgelerinde yaşayan yoksul kesimlere duyarsız bir yaklaşımla uygulamaya sokulan kentsel dönüşüm projeleri bu kesimlerin daha da yoksullaşmasına ve yaşam çevrelerinden tasfiye edilmesine neden olmuştur. Kentlerimize verdikleri kararlarla şekillendiren tüm karar vericilerin bu konuda bilinçlendirilmesinde öncülük etmemiz gerekiyor. 


 Kentsel Dönüşümün özellikle İstanbul örneğinden başlayarak kentlerimizin belkide tartışılması gereken en önemli sorunu haline geldiğini görmeliyiz. Kentsel dönüşümü, sadece yasa dışı ya da yıpranmış yapıların yıkılarak daha yüksek yapılarla fiziksel olarak yenilenmesi olarak algılayan anlayışın çok büyük sorunlar taşıdığı açık. Nitelikli ve sağlıklı bir kentsel dönüşümün, kent bütünü içerisindeki gereklilikleri ve plan kararları üzerinden, ekonomik ve toplumsal boyutları gözönüne alan, bir yerel kalkınma-uygarlaşma projesi olarak ve rant odaklı değil kent ve kamu yararı odaklı bir çıkış noktası ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kentsel dönüşüm eskiyen ve özelliğini kaybetmiş kent bölgelerinin yeniden inşa ve restore edilmesi, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, deprem risklerine karşı tedbirler alınması, kentin tarihi ve kültürel dokusunun korunarak yenilenmesi gibi tanımlar içerir. Ancak ne TOKİ’nin ne de TOKİ Başkanını onurlandıran Gazi Üniversitesi’nin herhangi bir benzer bilimsel söylemini hiç duymadık.

Son dönemde yakından izleme fırsatımız olan Sulukule halkının yerinden kazınarak kentin uzak bir köşesinde Taşoluk TOKİ Konutları’na taşıtılması bildiğimiz “kentsel gelişim ve yenileme çalışmaları” arasında yer almamaktadır. Sulukule’de yıkılan yapıların arsalarına alt gelir grubuna kesinlikle hitap etmeyen konut projelerinin pazarlanması ve desteklenmesi belli bir kesime kazanç sağlarken, bölgedeki renkli yaşamı ve bir kültürü yoketmekle kalmayıp çevre mahallelerdeki rantı da yükseltecektir.



Sulukule kazı alanında rastlanan arkeolojik bulgulara rağmen henüz bu konuda da resmi olarak bir geri adım atılmamıştır. Mayıs ayı başında düzenlenen TOKİ evlerinin temel atma töreni ise belki de “fahri doktor” ünvanının ne derece hatalı olduğunu gösteren en yakın örnektir. Roman kültürünün en önemli yeri Sulukule’nin yokedilmesinin yanı sıra bu bölge Roma, Bizans ve Osmanlı kalınıtılarının olduğu çok değerli bir arkeolojik park olduğu bilinmektedir ve bu alanda kazılarını sürdüren İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin raporu beklenmeden temel atılmasına Mimarlar Odası  "arkeolojik doku göz ardı edilerek yapılacak çalışmaların telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açacağı" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş durumdadır. Kent, çevre ve mimarlık alanındaki tüm kurum ve kuruluşları özellikle de sivil toplum kuruluşlarını elbirliği ile çözüm üretmeye çağırıyoruz.
İki yıl önce yayımlanan bu karikatür, artık gülünmeyecek kadar gerçektir.

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Denize ve Güneşe Saygı



Middelfart Savings Bank için  3XN  firması tarafından tasarlanan yönetim binası  firmanın hedef ve vizyonunu yansıtıyor.


 2006 MIPIM Geleceğin Projesi ödüllü bina boyutları ve oranlarıyla çevresindeki yerleşime ve limana saygılı bir duruşa sahip. 
Cephe tasarımı yapılırken doğal aydınlatmadan ve deniz manzarasından azami yararlanmak hedeflenmiş.


 Yapının içinde merkezindeki alışveriş alanında kitabevi, kafeterya, emlak ofisi ve bankamatik bulunuyor.


Çalışanların ve ziyaretçilerin spontane toplanıp görüşebilmeleri için plazaya ve birbirine açık teraslar düşünülmüş.

Mimari: 3XN
Yeri : Middelfart, Denmark

Kaynak: http://www.arplus.com

23 Mayıs 2010 Pazar

Avrupa'daki "Herkes için Tasarım Hareketi"ne Türkiye de Bizim Öncülüğümüzde Katılıyor!

Avrupa’nın 22 ülkesinde, 'herkes için tasarım', 'herkes için yaşanabilir kentler' temalı çalışmalar yürüten EIDD- Design For All Europe platformu, 20 Mayıs’ta konuğumuz oldu ve Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü'nde konunun uzmanları, tasarımcı ve mimarlarla buluştu.


Kale Tasarım Merkezi, Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü Yönetimi Programı’nın işbirliği ile düzenlediğimiz konferansa konuşmacı olarak katılan EIDD Yönetim Kurulu Başkanı Finn Petren ve Dış İlişkiler Yöneticisi Pete Kercher, platformun amaç, ilke ve faaliyetleri hakkında bilgi verirken, TAG Platform’un kuruluş amacı ve vizyonunun kendileriyle örtüştüğünü ve Türkiye’nin 23. ortak olarak platformlarına katılmasından memnun olacaklarını dile getirdiler.




Sunumunda EIDD- Design For All Europe'un organizasyonel yapısı ve misyonu üzerine odaklanan Finn Petren, İrlandalı tasarımcı Paul Hogan'ın "İyi tasarım destekler, kötü tasarım engeller" sözünü slogan olarak benimseyen platformun çalışmalarına ilk olarak 1993'te başladığını belirtti.

Konuşmasının ilk bölümünde 'Design for All' (Herkes için Tasarım) konseptini ele alan Petren, 'ortalama/standart insan' üzerinden tasarım yapmanın doğru olmadığını, çünkü 'ortalam insan'ın olmadığını, tasarımın, mümkün olduğunca çok insan tarafından kullanılabilecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu. Petren bu görüşünü EIDD'nin 2004 Stockholm Deklarasyonu'ndaki şu madde ile destekledi: "Tasarım, mevcut durumların, dilenen koşullara göre düzenlenmesidir".

Hem teoriye hem de uygulamaya dayanan ve sürdürülebilirliği temel alan EIDD Design For All Europe'un; sosyal planlama, mimarlık ve tasarım disiplinleri arasında köprü görevi gören tek uluslararası organizasyon olduğunun altını çizdi. TAG Platform’un da aynı şekilde yapılanmasından da memnun olduklarını belirtti.

Sunumuna ilkel insandan günümüz insanına kadar geçen süreçte toplumun ve insan davranışlarının nasıl değişim gösterdiği konusu ile başlayan Pete Kercher, daha sonra kent olgusuna değindi. Herkesin kente ilişkin farklı bir fikri olduğunu belirterek, Montreal, Prag, Delft, Varşova, Belgrad, Milano gibi kentlerden örnekler sundu.

Yaşam alanları ve hatalı tasarım uygulamalarına örnek verirken, her kentte belli başlı zorluklar ile karşılaşılabileceğini dile getirdi. Özellikle yaya geçitleri, kaldırımlar, merdivenler ve rampalara ilişkin fotoğraflar sunan Kercher, iyi tasarımın pahalı olduğu önyargısını eleştirdi.

Kentsel mekânda yapılan hataların önüne geçilmesi için bir arada çalışmanın önemini vurgulayan Kercher, belediye birimleri arasındaki iletişimsizliğe dikkat çekti, kentlileri ise yönetimleri bu hatalar konusunda uyarmaya çağırdı.

UK Design Council'in (İngiltere Tasarım Konseyi) raporunda yer alan "Tasarım, ticari rekabeti güçlendirir" savına atıfta bulunan Pete Kercher, firmaların fiyatta rekabet yerine kalitede rekabet etmeyi seçmeleri gerektiğini belirtti. Küresel ekonomik krizin başlangıcı olan 2009 yılının aynı zamanda Avrupa Yaratıcılık Yılı olduğuna değinen Kercher, krizi fiyat düşürmeden atlatmanın en iyi yolunun 'inovasyon' olduğunu vurguladı. Bunu desteklemek için de, tasarıma ağırlık veren firmaların, tüketici güvenine bağlı olarak borsada % 200'e varan değer artışı sağlamasını örnek gösterdi.

Konferans soru-cevap bölümü ile sona ererken, izleyicilerin bu harekete katılma istekleri ve soruların içerikleri Türkiye’de bu hareketin önünün çok açık olacağının göstergesi oldu.

Bu harekete katılmak isteyen herkesi TAG Platform’a çağırıyoruz!

10 Mayıs 2010 Pazartesi

TOPLUMUN YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK İÇİN “HERKES İÇİN TASARIM” DİYORUZ!

TAG Platform olarak tasarımın yaşamın her alanında insanların hayatını kolaylaştırmak ve kalitesini artırmak için varolduğunu topluma anlatmak ve bu bilinci yaymak istiyoruz. Tasarım bir lüks değil, bir ihtiyaçtır ve her bireyin temel haklarından biridir. Kentlerden evimizdeki mekanlara kadar her yerde her ölçekte tasarımla yaşıyoruz. EIDD – Design For All Europe’un da dediği gibi biz de “İyi tasarım destekler, kötü tasarım engeller” diyoruz.




Bu konuya dikkati çekmek ve bir adım atmak için EIDD yönetim kurulu başkanı Finn Petren ve dış ilişkiler yöneticisi Pete Kercher’i Türkiye’ye davet ettik. EIDD temsilcileri 20 Mayıs 2010 günü Bilgi Üniversitesi Silahtarağa kampüsünde bir konferans verecekler. Hem deneyimlerini aktaracaklar hem de Türkiye’de bu harekete ilgi duyanlarla tanışma fırsatı bulacaklar.



22 Avrupa ülkesinde “herkes için tasarım” ile “herkes için yaşanabilir kentler” için çalışmalarını sürdüren sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmesi ile kurulan EIDD- Design For All Europe platformu, katılımcılığı, eşitliği ve sürdürülebilirliği öncelikleri olarak belirleyen bu tasarım felsefesini, tasarımcı, üretici ve kullanıcıya benimseterek bu anlayışı yaygınlaştırmak ve yaşam kalitesini artırmak için çalışıyor.



Konferans, EIDD, TAG Platform, Kale Tasarım Merkezi ve Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü Yönetimi Programı’nın işbirliği ile düzenleniyor. TAG Platform olarak EIDD’nin ilk Türk katılımcısı olmak üzere üyelik süreci de bu organizasyon ile başlatmış oluyoruz.



Tüm tasarımcıları, mimarları, üreticileri ve öğrencileri bu konferansa bekliyoruz.



Tarih: 20 Mayıs 2010 Perşembe

Saat: 18.30

Yer: Santral İstanbul, E 3 101 No’lu Salon, Silahtarağa

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bolluk ve Bereket Tohumları

Şangay 2010 İngiltere Pavyonu "Daha iyi Kent, Daha iyi Yaşam" sloganından ilham alan tasarımcı Thomas Heatherwick tarafından Milenyum Tohum Bankası'ndan alınan tohumlar taşıyan 60.000 şeffaf çubukla giydirilmiş.   
Ticaret ve Finans Yöneticisi
Sir Andrew Cahn,  pavyon hakkında şunları söylüyor:
"İngiltere Pavyonu Çin'de şans sembolü olan ‘Dandelion’ olarak anılmaya başladı bile. Dünyanın en hızlı gelişen en büyük ekonomisine sahip olan Çin, bu fuarın katkısıyla gelecekte İngiliz ekonomisinin  merkezi olacaktır."


Thomas Heatherwick, yapının karmaşık strüktürünü oluşturmayı ekibin muhteşem başarısı olarak görüyor ve yeni tamamlanan Tohum Katedrali'ni gezecek milyonlarca ziyaretçinin mekanı değerlendirmesini heyecanla beklediğini söylüyor.

Tohum Katedrali  İngiltere Pavyonu'nun merkezinde, 20 metre yüksekliğinde ve 60 bin şeffaf çubukla kaplanmış bir yapı. Çubukların uzunluğu 7,5 metre ve her birinin içinde bir veya birden fazla tohum bulunuyor. Güniçinde optik çubuk özelliği gösteriyor ve içeriyi aydınlatıyor.Geceleyin çubuklardaki ışık kaynağı yapıyı  aydınlatıyor. Rüzgarda yapının yüzeyindeki "tüyleri" hareketleniyor ve organik bir görüntü yaratıyor. Tohumların kaynağı : Kunming  Botanik Enstitüsü , Kraliyet Botanik Bahçeleri ve Milenyum Tohum Bankası

Kraliyet Botanik Bahçeleri Müdürü Prof. Stephen Hopper'ın yorumu : "İngiliz Pavyonu Projesi'ne özellikle 2010 Uluslararası Biyoçeşitlilik Yılı'nda katılmaktan zevk duyuyoruz. Dünyanın pek çok  yerindeki tohum bankalarından derlenmiş tohumlar insanlığa ve gelecek nesillere yenilikçi, uyumlu, dayanıklı ve daha iyi bir yaşam getirecektir."

 

Fuar Komitesi Müdürü Simon Featherstone'a göre : " Etkileyici görüntüsüyle, tek defalık ve benzersiz tasarımıyla  gurur sebebi Tohum Katedrali çalışanları ziyaretçilere İngiliz konukseverliğini gösterirken motive ediyor."
Çinli yatırımcılarla karşılıklı çıkarların gözetileceği 1000 toplantı programlanmış. Fuar süresince pavyon etrafında "doğa ve kent" konulu sokak tiytrosu ve enstalasyonlarla peysaj ve mimarlık geleneği tanıtılacak.


The British Council  İngiltere Pavyonu'nun sponsoru ve kültür programını koordine ediyor. Programda  yaratıcı ve yenilikçi İngiltere'yi sanat, ticaret, kültür, spor , bilim ve eğitim alanlarında  tanıtan etkinliklerle İngiltere Pavyonu yanısıra Expo Park, Şangay çevresi ve Çin'de uluslararası sahneye taşımayı hedefliyor.

İngiltere Pavyonu / Şangay Expo 2010 Tasarımcı :  Thomas Heatherwick

Kaynak : http://www.dezeen.com/