29 Aralık 2010 Çarşamba

2011 Barış , Bolluk ve Sağlık Getirsin


Yeni Yılda Herkes İçin Tasarım diliyoruz, çünkü tasarımla dünyanın değişeceğine inanıyoruz.

26 Aralık 2010 Pazar

Bir Kaşık Tasarla


 " Design a Spoon - Bir Kaşık Tasarla " : Alessi ile Domus tarafından düzenlenen  tasarım yarışmasında, uluslararası davetli beş tasarımcı bir servis kaşığı tasarlayacak.

1950
yılında Editoriale Domus tarafından
İtalya'da Gümüş Kaşık adıyla yayımlanan kitap 12.000 'den fazla geleneksel ve yenilikçi yemek tarifiyle yemek kitabı yayımcılığında silinmez bir iz bırakmıştır.
René Gruau, Tullio Pericoli, Bruno Munari gibi tasarımcıların elinden çıkan, İtalya'da iki milyon ve dünya çapında da bir milyondan fazla satan Gümüş Kaşık Japonca dahil olmak üzere on dile çevrilirken kitabın sürekliliği, dijital ortama geçişi ve I-phone uygulaması da başarı grafiğini yükseltti.
" Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş " : Onaltıncı yüzyılda İngiltere'deki zor yaşam koşullarına vurgu yapan bu deyim kitaba uğurlu gelmiş. Aynı şekilde " Design a Spoon - Bir Kaşık Tasarla " yarışmacılarına da şans getirmesi bekleniyor.

Giovanna Mazzocchi ( Editoriale Domus Başkanı ), Alessandro Mendini ( Domus Editörü ),  Alberto Alessi ( Alessi
Başkanı ), Joseph Grima ( Domus Yazı İşleri Müdürü ) ve Cleliad'Onofrio ( Gümüş Kaşık  Başeditörü ) dan oluşan yarışma jürisi Ocak ayında toplanacak ve sonuçlar Nisan ayında Editoriale Domus tarafından açıklanacak.
Yarışma Domus, Domusweb ve
  Cucchiaio d'Argento (The Silver Spoon) web sayfası:
http://www.cucchiaio.it/  tarafından izlenecek ve yayınlanacak

Başarısını zaman içinde gelişerek ispatlamış bir yemek kitabından yola çıkarak düzenlenen bu yarışmada olduğu gibi tasarımın görevi insan yaşamının kalitesini yükseltmek ve yaratıcılıkla renklendirmektir.
 
 
 

22 Aralık 2010 Çarşamba

Yılbaşında Bir Ağaç Kurtarın


Yılbaşı için süslendikten sonra çöp olmayacak bu Noel Ağacı birçok kere kullanılmak üzere tasarlanmış.  
Mukavva Noel Ağacı alternatif pazar ürünleri yaratıcısı Chicago'lu Cloud Gate Design LLC tasarım firmasının ürünüdür.

Geri dönüşümlü mukavvadan üretilen yaklaşık 90 cm yüksekliğindeki noel ağacı  el boyaması ve ev yapımı süslemelerle yaratıcılığınızı motive edecek. Ofislerde ve çocuk odalarında rahatça yer verilebilen 30 cm boyundaki küçük noel ağaçları ise özel tasarlanmış bir hediye olacak.  Mukavva Noel Ağacı satışlarının her doları için bir ağaç dikilmektedir.
El yapımı ve kişiye özel hazırlanmış bir hediyeye paha biçilemez. 




Kaynak: http://inhabitat.com

21 Aralık 2010 Salı

Genç Mimarlık Ödülleri 2010


Architecture Review Dergisi Aralık sayısında 2010 Genç Mimarlık Ödülleri'ni tanıtırken geleceğin yıldız tasarımcılarının profesyonel meslek yaşamı öncesindeki tasarımlarını iyiniyetle sorguluyor:
  • Ekonomik ve çevre problemlerine genel bakış nasıl?
  • Giderek hızlanan dünyadan nasıl etkileniyor?
  • Mekanı koşullarıyla doğru ilişkilendirebiliyor mu?
  • Teknoloji geleceğimizi kurtaracak mı?
RIBA'nın ilk olarak 1999 yılında kurduğu Genç Mimarlık Ödülleri 12 yıldır  yetenek, duyarlılık ve  yaratıcılıkla önyargılara karşı yanıtlar bulan genç fikirlere verilmektedir.
Mimarlık alanında  uzun çalışma yılları ve çeşitli deneyim olgunluk göstergesi sayıldığı için yalnızca 45 yaşın altındaki tasarımcıların yapıtları ödüllendirilmektedir. 40 yaşınızda hala bir mimari uygulamanız olmayabilir ancak değerlendirilen iyi ve sorumlu mimarlık yapılarıdır.

Öğrencilerle ve genç tasarımcılarla ortaklaşa proje ve atölye çalışması yürüten herkes gençlerin duyarlı ve pratik çözümlere yatkın olduğunun farkındadır. Bütün pragmatist felaket senaryolarına rağmen "herkes için tasarım" ın dünyayı kurtaracağına inanıyor ve  tasarımın geleceğine sahip çıkmayı özendiren gençlere yönelik ödülleri destekliyoruz.



18 Aralık 2010 Cumartesi

Kahraman Bostan Yapılaşmaya Karşı


Kuzguncuk Bostanı İle İlgili Yapılaşmaya HAYIR
İmza Kampanyası sürüyor:
www.kahramanbostan.org

" Kuzguncuk Bostanı, namı diğer İlya'nın Bostanı 1990, 2000 senelerindeki girişimin ardından bir daha 'betonlaşma' tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Araziyi kiralama 'hakkını' elinde bulunduran Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 2.Bölge Müdürlüğü, yaklaşık 8 senedir Bostan'da faaliyet gösteren kiracı Akdere Peysaj Mimarlık'a gönderdiği yazıyla, 'söz konusu taşınmazın yap-işlet-devret modeli ile yatırım programına alındığından 2011'e kadar' terk edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bundan tam 20 yıl önce, bostana ilk beton gölgesi düştüğünde çoluk, çocuk genç, yaşlı bostanımızı korumuştuk. O zaman yanımızda olan akrabalarımızdan, komşularımızdan bazıları artık bizimle değil. Aradan 10 yıl geçti, aynı gölge tekrar belirdiğinde yine aynı sabır, metanet ve ısrarla mücadalemizi sürdürdük, geride kalanlar ve yeni gelenlerle.
İlk müdahaleden sonra aradan tam 20 yıl geçti, o gün annesinin kucağında bostana sahip çıkan bebekler bugün yine bostana sahip çıkacaktır. Çünkü bostan bize atalarımızdan mirastır ve tıpkı bizim soluduğumuz kokusunu çocuklarımız da soluyacaktır.
Kuzguncuk Bostanı Kuzguncuk'un hafızasıdır, nefesidir, rengidir!
Ne tarihimize ne soluğumuza ne yeşilimize dokundurtmayalım!
Bostan her daim yeşil kalsın!
"
 

Ülkemizde doğal hayatı ve kent yaşamını tehdit eden plansız bir yapılaşma rüzgarı esiyor. Yeşil alanların giderek azaldığı, yaşanabilir komşuluk birimlerinin yerini ruhsuz ve kimliksiz beton kütlelerin aldığı bir yaşama doğru doludizgin ilerlemekteyiz.
Gelecek nesillere bir ağaç gölgesi aktarabilmek için olan bitene daha duyarlı olmak gerekiyor.

Kaynak: http://www.kahramanbostan.org

16 Aralık 2010 Perşembe

Doğayla Bütünleşen Müze



Yirminci yüzyıl Kiesler' den Niemeyer'e pek çok ünlü mimarın sıcak iklimler için organik formda tasarladığı yapıyla doludur. Japonya'daki Teshima adasında içinde gerçek anlamda bir "boşluk" sergilenen Teshima Sanat Müzesi'nin kabuksu yapısı  bir bilgisayar tasarımı değil; hava, su ve toprağı farklı açılardan algılayan  ziyaretçileri etkileyen bir yapıdır.




Beton patika bir yolla köy yaşantısı ve okyanus havasını soluyarak ağaçların arasından organik çağdaş dev müze binasına ulaşılıyor. Bir su damlasının deviniminden yola çıkarak mimar Nishizawa'nın ressam Rei Naito ile tasarladığı beyaz müze binası yeşil çimlerin ortasında, düzensiz kubbelenerek dalga dalga kabarmaktadır.
Uzunlamasına 60 metreye yerleşen yapıda doğal eğimler arasındaki hacimler yer yer değişmektedir. Dev bir organizmanın dokusundaki delik gibi görünen girişiyle brüt beton müze binası pastoral bir ortama ustaca yerleştirilmiş endüstriyel bir yapı etkisi yaratıyor. Güçlükle algılanan formun gizemi ve denize karşı ağaçlıklı yeşilin ortasındaki aykırı beyazlığına eklenen küresel bir dükkan ve kafeyle, yamaçtaki bilet gişesi müzeyi tamamlıyor. Kolonsuz, kirişsiz,  tavandan kubbeye,  duvardan döşemeye akan bir betonarme kaplamadan oluşan müzede alışılmışın aksine hiç bir şey sergilenmiyor.
Çağımızda mimar ve mühendislerin betonarme kabuklar üzerindeki araştırma ve denemeleri malzemenin narinlik ve boşlukları üzerinde etkileyici sonuçlar yaratmaktadır.
 

Günümüzde nerdeyse unuttuğumuz, oysa bir parçası olduğumuz doğayla içiçe yaşamayı, havayı, suyu ve toprağı bir mimari yapının aracılığıyla algılamayı tasarımın gücüne borçluyuz.
Teshima Müzesi hakkında Raymund Ryan Domus için yazdığı yazıda mimarlığın dünyanın olduğundan daha güzel bir yer olabilmesindeki etkisine vurgu yapıyor.

14 Aralık 2010 Salı

Bostan'dan Boston'a : Ekoloji Günleri


Geçtiğimiz ay hizmete giren FFM (Fulya Fuar ve Kongre Merkezi) 16-19 Aralık 2010 tarihleri arasında "Ekoloji Günleri"ne ev sahipliği yapıyor.


Ekoloji Günleri, bu yıl 2.kez Türkiye'deki organik ürün üreticisi, ithalatçısı ve tüketicisini bir araya getiriyor. İşlenmesinde ve yetiştirilmesinde hiçbir kimyasal kullanılmadan üretilen ve tüketiciye ulaştırılan organik ürünlerin farklı konseptlerle topluma yayılmasında öncülük eden şirketlerin katılacağı fuara giriş ücretsiz olacak ve 11.00 - 20.00 saatleri arasında gezilebilecek.

Fulya'da geçmişte İstanbul'u besleyen bahçe ve bostanlar yerini son yirmi yıldır yoğun yapılaşma ve taşıt trafiğine bırakmış durumda.
TAG Platform olarak Fulya'daki Ekoloji Fuarı sebebiyle  planlı kentleşmenin kentli insanı ve kaliteli kent yaşamını hedeflemesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Dünyayı Tasarım Kurtaracak

Çevre Koruma Vakfı'nın araştırmasına göre 2010 yılında 23 milyar kahve kupası tüketilecek.
Kahve tiryakisi iseniz bilirsiniz; kafelerdeki tek kullanımlık kağıt bardaklar ticari bir üründür ve  çöp kutuları her gün bu kağıt bardaklarla dolup taşar. Kısmen geri dönüştürülmüş kağıt ve plastikten oluşan bu kapların plastiği parçalandığında zararlı bir gaz salmaktadır.

 Inhabitat çalışanlarından Kestrel Jenkins'in bu tüketime karşı Starbuck'ın çelik kupasından da parlak bir fikri var: Komplimandan hoşlanan Starbuck müşterisine yeni yılda depozitolu fincan ve önceden ödenmiş kahve kuponu gibi hediye olanakları sunulabilir.
" İndirimden yararlanmak istiyorsan depozitolu kupanı getir " sloganıyla satışlar yükselirken müşterilerin de yaşamında yeni bir pencere açılacaktır. Bir dahaki sefere kahve ısmarlarken seramik fincanda içmek istediğinizi belirtin veya kendi depozitolu  kupanızı getirin.
Tasarımın dünyayı kurtaracağına inananların iyi bildiği gibi gündelik hayattaki en ufak kazanımın önemi çok büyüktür.

Kaynak: http://inhabitat.com/

9 Aralık 2010 Perşembe

Tasarım ve Teknolojinin İşbirliği

Modern tasarımlarıyla teknolojinin öncü markası Apple'ın  Cupertino California'daki yeni yönetim binasını dünyaca ünlü mimar Norman Foster tasarlıyor.
Norman Foster' in yepyeni bir ekolojik kampüs olarak tasarlayacağı 90 dönümlük arazi üzerindeki  "Apple Kenti" olarak anılan merkezin projesi yenilenebilir enerji ile işletme ve sürdürülebilir çevre konularına odaklanacak.
Geniş yeşil alanlara izin verecek tünellerden oluşan bağlantılar yönetim binalarını  birleştireceği proje için Foster ve Otakları'nın yapım aşamasındaki sıfır karbon emisyonlu  Abu Dabi'deki Masdar kenti örnek gösteriliyor.


Norman Foster'in yeşil çöl ütopyası :
Dünyanın ilk sıfır karbon emisyonlu yerleşim projesi; Abu Dabi Enerji Kurumu için Norman Foster tarafından tasarlandı. Altıbin dönüm arazi üstünde enerji projelerinin üretileceği üniversite, ekonomik gelişim bölgesi, yenilikçi kurumlar ve yönetim binalarından oluşan sürdürülebilir gelişim bölgesinin yapımı sürüyor.
Berlin'deki Yeşil Kitaplık, Kazakistan'daki Eğlence Merkezi gibi sürdürülebilir mimari yapılarından büyük ölçekteki proje için Foster şöyle diyor:
"Masdar gelecekteki sürdürülebilir kentin yeni kriterlerini oluşturmayı vaad ediyor."  
Karbon emisyonu sıfırlanan duvarların içinde tek ulaşım olan ve insani ölçülerde planlanan toplu taşıma ve yaya yolları Abu Dabi'deki ulaşım ve raylı sistemlere entegre olacak.
Rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanılarak, enerji araştırmaları ve plantasyonlarla kendini sürdürebilen Masdar'ın inşasında öncelikle ikinci aşamada yararlanılacak devasa fotovoltaik enerji santralı kuruluyor.
Gücünü tasarım ve teknolojinin kollektif çalışmasından alacağına inandığımız sürdürülebilir mimarinin gelecekteki kent yaşamını belirleyeceğine inanıyoruz.

Kaynak : http://inhabitat.com


7 Aralık 2010 Salı

Müzenin Karnındaki Çekirdek




Sakıp Sabancı Müzesi içinde mimar Nevzat Sayın’ın tasarladığı etkinlik merkezi “ The Seed ” konferans, seminer ve konser salonu işlevi görüyor.
Sarı kabuklu çekirdek formuyla müze binasının bodrum ve lobi katları arasında, çizgisel mimarinin içinde ve onunla uyumlu olarak yerleştirilmiş merkezin parlak ve çok renkli yüzeyi müze içinde  kaleydoskop etkisiyle dikkat çekiyor.


330 kişiye kadar rengarenk oturma yeri olan salonda ileri teknolojiye uygun ses, ışık ve görüntü sistemleri bulunuyor. 
 

Doğru fonksiyon ve çözümlerle ihtiyaçlara cevap vermek adına modern çizgilerin arasında zekice ve cesaretle oynatılmış kalemin ürünü  “The Seed” tasarımı kadar, etkinlikleriyle de adından sık sık söz ettireceğini umuyoruz. 

4 Aralık 2010 Cumartesi

Lezzetin Müziğe Dönüşümü

Bit pazarına nur yağıyor; geri dönüşümün ötesinde bir tasarımla karşı karşıyayız. Tasarımcı ve sanatçılar yeni fikir ve buluşlarıyla kullanmadığımız ne varsa yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor.

Philadelphia’lı tasarımcı Tyler Held  “onarım ve ihtiyaç karşısında yeniden işlevlendirme” konusunu projelendirerek kullanım dışı bir fırını estetik ve kullanışlı bir müzik setine dönüştürmüş.


Kullanım dışı bir fırınlı ocağın kasası eski bir müzik setinden alınan PC güç destekleri, vantilatör ve amfilikatöre  neon lamba ile ekran ekleyerek donatılmış.
Kimbilir belki de müzik bir yandan ruhunuzu beslerken diğer yandan karnınızı da doyurabilir.

Kaynak:http://www.treehugger.com

3 Aralık 2010 Cuma

Avrupa Tasarımı Yeniden Yorumluyor


Avrupa Komisyonu Brüksel’de 25-26 Kasım 2010 tarihlerinde, “Design & Learning” adı altında bir toplantı düzenledi. “Creativity and Innovation” yılı kapsamında Avrupa’da edinilen deneyimin sonucunda tasarımın karakteristik ve temel değerlerden biri olduğu görüşünün pekişmesi sonucu Avrupa Komisyonu böyle kapalı bir toplantı yolu ile profesyonellerle fikir alışverişinde bulundu. Davet yolu ile katılımın sağlandığı toplantıya Türkiye’den sadece TAG Platform katıldı.

Tasarımın Avrupa’nın geleceği için üstlenmesi beklenen rolün önemine dikkat çekilen toplantıda üç ana başlık tartışıldı:
1-Tasarım eğitimi
2-21. Yüzyılda eğitimde tasarımın önemi
3- Tasarım, inovasyon ve kültür
Bu başlıklar altında üniversite, kurum ve sivil toplum kuruluşlarından toplantıya katılan profesyoneller görüş ve önerilerini aktardı. Tasarımın sadece tasarımcıların ilgilendiği bir alan olmanın ötesine geçtiği yapılan tartışmalarda net bir şekilde anlaşılıyordu.

TAG Platform’un üyelik sürecini içinde bulunduğu Design for All Europe ağı toplantıya 15 üyesinden temsilciler ile katıldı. Herkes için tasarım ve çeşitlilik için tasarım konularına sıklıkla dikkat çekildi ve bu tasarım yaklaşımının benimsenmesi için yürütülebilecek aktiviteler de tasarlanmaya başlandı.

TAG Platform olarak bu önemli toplantının sonuçlarını ve çıktılarını takip etmeye ve paylaşmaya devam edeceğiz.

2 Aralık 2010 Perşembe

“Yaşanılabilir” Endüstri Yapısı


Ağa Han'da ilk kez bir sanayi yapısına ödül verildi.  2010 Ağa Han Mimarlık Ödülü'ne layık görülen beş projeden biri mimar Emre Arolat'ın tasarımı İpekyol Tekstil Fabrikası oldu.
Edirne'deki fabrika binasında endüstri yapılarında alışılagelmiş elverişsiz çalışma koşulları yerine çalışanlara doğayla içiçe insanca yaşanılabilir bir ortam sağlanmış. Yöneticilerin çalışanlarla aynı çatı altında bulunmasıyla eksilen hiyerarşi yerini verimliliğe bırakıyor. Yapıdaki yerel malzeme kullanımı ile düşük enerji performansı Jean Novel ve Anish Kapoor gibi önde gelen sanatçı ve mimarlardan oluşan uluslararası jüriyi etkilemiş.

2010 Ağa Han Mimarlık Ödülleri:
* EAA-Emre Arolat Architects’in İpekyol Fabrikası - Edirne
* Association de Sauvegarde de la Medina de Tunis - Tunus Hipermerkezinin Canlandırılması, Tunus
* Moriyama & Teshima Plancılık Limited & Buro Happold ortak girişimi - Wadi Hanife Sulak Arazisi, Riyad, Suudi Arabistan
* Nieto Sobejano Mimarlık - Madinat Al-Zahra Müzesi, Cordoba, İspanya
* Li Xiaodong Atölyesi - Köprü Okul, Xiashi, Fujian, Çin


" Yaşadığımız ortam yaşamımızı biçimlendirir " söylemini çalışma ortamlarına uyarladığımızda işimizi severek yapsak bile işyerimizin fiziksel koşulları yaşanabilir olmadıkça verimli olamadığımızı görürüz.
TAG Platform olarak Emre Arolat’ı başarısından ötürü kutluyoruz.

30 Kasım 2010 Salı

Haydarpaşa Gar Binası Yangını Toplumun Duyarlılığını Gösterdi



TAG Platform olarak Haydarpaşa Gar Binası’nın yanmasından büyük üzüntü duymaktayız.
Yangının sebebi her ne olursa olsun, bu felakette bir dizi ihmalin olduğunu görüyoruz. Fiziksel çevremiz konusunda toplumu bilinçlendirme misyonumuzun en önemli kısmı, topluma tarihi ve kültürel değerleri olan yapıları korumanın değerini anlatmak. Yangının çıkışından itibaren sosyal medyada başlayan hareket, medyadan izlediklerimiz bizim toplumda bu konuda bilinç eksikliği olduğu konusundaki endişelerimizi neredeyse sildi. 

Gördük ki toplum bu değerlerine sahip çıkıyor, örgütleniyor ve tepkisini gösteriyor. Toplum "geç müdahale edildi, izinsiz tadilat yapıldı" diyor, yetkililer zamanında müdahale için teşekkür ediyor, "ihmal yok" diyor, halk bunlara inanmıyor çünkü İstanbul’daki birçok tarihi eser otel ve otopark yapılmak istendiğinde öncelikle yakılıyor, sonra kendi kaderine terk ediliyor,  yıkılmak üzereyken de istenen proje hayata geçiriliyor.
Haydarpaşa Garı'nın sahip olduğu değerleriyle pek çok yatırımcının hayallerini süslemesi şaşırtıcı değil.  Yaklaşık bir milyon metre kareyi aşan sahası ile MARMARAY Projesi nedeniyle işlevsiz kalacağı gerekçe gösterilerek kentsel dönüşüme tabi tutulmak istendiğinde Gar Binası’nı STK’ların tepkisi kurtardı. 

Yapılan tadilat ile ilgili BTS İstanbul Şubesi'nin bugün yaptığı basın açıklaması aslında herşeyi göz önüne seriyor:
“Sendikamızın müracaatı ile Haydarpaşa Gar binası ve sahası tarihi ve kentsel sit alanı ilan edilmiştir. Bu çerçevede Haydarpaşa Gar binasında yapılacak tüm tadilatlarda Koruma Kurulundan izin alınması gerekmektedir. Haydarpaşa Gar 3. katında Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulundan izin almadan yapılan tadilat nedeniyle TCDD’nin üç bürokratı ve iki müteahhit aleyhine açılan dava Kadıköy 7. Asliye Ceza Mahkemesinde devam etmektedir.
Binanın üç katında da taban peronlardaki markizlerinde ise çatıları PVC ile kaplanmış ve olası daha büyük yangınlara davetiye çıkartılmıştır. Yangının alt katlara sıçraması halinde bu kaplamaların olumsuz etkisi ile binanın tamamen yok olması ile karşı karşıya kalınabilecekti. 

Binanın öncelikle orijinale uygun hale getirilmesi, orijinaline aykırı tüm eklemelerin kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca son birkaç yıldır Haydarpaşa Sahasında olan işyerleri kapatılmakta, bir kısmının da Haydarpaşa Gar sahası dışında diğer ilçelere taşınması planlanmaktadır. Ancak bunu bu güne kadar bunu başaramamışlardır. Bu süreçten sonra işyerlerimizin hızlıca Pendik-Gebze arasına taşınması endişesini taşımaktayız.
Tüm bu duyarsız ve umarsız yönetim sonucunda böyle bir hadisenin geleceği beklenmekteydi. 

2 ay önce  aynı şekilde yaşanan yangın tehlikesi dün yaşanan olayın habercisiydi. Olayın Haydarpaşa Gar çatı katında yapılan tadilat sırasında meydana geldiği; tadilat için Koruma Kurulundan izin alınmadığı; tadilatın yaptırılmasındaki ihale süreçlerinin mevzuata aykırı yürütüldüğü; işi yürüten şirketin bu işleri yürütebilecek gerekli donanımları olmadığı buna yönelik olarak tamiratı yapacak şirketin OHSAS belgesinin bulunmadığı bilinmektedir. TCDD’nin bakım onarım ve tadilat işlerini yapan atelyeleri kapatılmış olup bu hizmetler özelleştirilmiş, bu tadilatlar taşeron şirketler aracılığıyla tarihi eser olan binanın özellikleriyle uyumsuz piyasa malzemeleri kullanılarak, kalifiye olmayan elemanlar tarafından ve denetimsiz bir şekilde yapılmaktadır.
Tüm bu olayın sorumlularının ortaya çıkarılmasının , hesap sorulmasının bundan sonra yapılacak çatı onarımının orjinaline uygun yapılmasının takipçisi olacağız.Bu yangını sadece ihmallerle açıklamak kamuoyunu tatmin etmemiştir.  Haydarpaşa Gar üzerinde bu kadar çok oyunun oynandığı bu dönemde böylesi bir yangının Haydarpaşa’nın tasfiyesini hızlandıran bir süreç olmamasını diliyoruz. Bu binanın çalışanlardan ve yolculardan bağımsızlaştırılmaması için binanın sahibi olmaya devam edeceğiz.”

Toplumun sahip olduğu bilinç ve duyarlılığa ilgili yetkililerin de ulaşmasını dilerken, tüm üst düzey yöneticilerin ve karar vericilerin, belediyelerin ve politikacıların tarihi ve kültürel değerlerin her türlü ranttan daha değerli olduğunu görmelerini ve bu değerleri korumalarını umuyoruz.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Zaha Hadid İmzalı Duvarlar


Tasarımcı uluslararası üne sahip olunca her çizgisi bir ürüne dönüştürülüyor. Zaha Hadid’in Marburg-İsviçre firması için hazırladığı duvar kağıdı tasarımları 2010 Kasım ayının ilk haftasında Langenthal-İsviçre‘ deki bienalde tanıtıldı.


Duvar kaplamalarındaki metalik efektler ve dinamik çizgileriyle organik desenler, mekanı üçüncü boyutta zenginleştiriyor.
Gümüş ve siyahın sıkça kullanıldığı çeşitli renklerdeki tasarımlarda, kendini tekrarlayan veya tek duvarda uygulanabilecek desenler mekana ayrıcalık katıyor.


Tasarımcının imzası markalaştığı zaman ürünün içeriğinden çok markasının peşine düşme tehlikesi başgösteriyor.  Ancak genelleme yapmak haksızlık olur, bilinen markaların pek çoğu tasarım alanında yaşam kalitesini yükselten ürünler sunuyor.


24 Kasım 2010 Çarşamba

Genç Tasarımcılar için Fırsat : Yarışmalar





Tasarım yarışmaları üniversite öğrencileri için ileriye dönük yeni kapıların açılması demek oluyor. Yarışma kazanan gençler isimlerini duyurarak kendi işlerini kuruyor veya büyük firmaların tasarım bölümlerinde çalışmaya başlıyor.
 
Yarışmanın kendisi bir hazırlık, yenileme, öğrenme, bilgi değerlendirme ve sunma süreci olarak kişiyi olgunlaştırır. Ancak günümüzde küçük yaştan itibaren sınavlara ve yarışmalara o kadar endeksli bir yaşam sürüyoruz ki, yarışmanın kendisi amaç olunca bir anlamı kalmıyor. 2005 yılından itibaren düzenlenen Mobilya Sanayicileri Derneği’nin MOSDER yarışmasına bugüne kadar 1584 başvuru yapıldı. 179 kişiye ödül verildi.
Tasarımın insan hayatının kalitesi açısından taşıdığı önemi halıdan, elektronik eşyaya, mobilyadan giyime artık her alanda kabul edilmiş durumda. İTKİB de halı sektöründe özgün tasarımlar geliştirilmesi için ‘Halı Tasarım Yarışması’ düzenliyor. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) de endüstriyel tasarım yarışması düzenliyor. Elektrolux ise 2003 yılından bu yana tüm dünyadaki üniversitelerdeki tasarım öğrencilerine yönelik Uluslararası Design Lab Tasarım Yarışması düzenliyor.


Dikkat edilmesi gereken ;  yarışmaların ve
çalıştıkları kuruluşların genç tasarımcıları sınırlamadan, kendilerine tanınan olanaklarla tasarımın geniş ufuklarında yol almalarının sağlanmasıdır.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Günümüzün Kahramanı: Özgün Yaratıcı İnsan


Tasarım insan gereksinimlerinden doğar ve yaşamı kolaylaştırır, ancak tasarımın yarattığı güçle günümüzde bazı tasarımcılar kahraman olarak kabul edilmek istiyor. Medyanın da bunda büyük payı var.
Dünyaca ünlü markalar için yaptığı tasarımlarla, müze ve galerilerde sergilenen eserleriyle, kazandığı pek çok ödül ve okullarda verdiği derslerle uluslararası ün yapmış Karim Rashid’in 2002 yılındaki röportajından seçtiklerimizi sunuyoruz:
1960 yılında Kahire de doğan tasarımcı eğitimini İngiltere ve Kanada’ da tamamladıktan sonra 1993 te New York’ta çalışmaya başlamıştır. 

Günün en iyi saati sizce hangisidir?
Günbatımı.
Radyo dinler misiniz?

Evet.

Başucu kitabınız hangisidir ?
Tipping point: bir insan dünyayı  nasıl değiştirebilir;  Donald Norman’ın ders verirken çokça yararlandığım gündelik psikolojisi ve Miles Davis’in muhteşem otobiyografisi.
Tasarım dergisi okur musunuz?
Evet.
Hangi haberleri izlersiniz?
CNN ve  internet.
Kadın modasını takip eder misiniz? Modada tercihleriniz nedir?
Kadın modasını beğeniyorum, sonbaharda  bir kolleksiyon sunacağıım.

Terzi elinden çıkan işleri seviyorum, Edra için tasarladığım mobilyaların terzi işi gibi görünmesini istiyorum.İnsanlar çok fazla geçmişe bağlı, gelenekçi davranıyor ben çağdaş olanla ilgiliyim. Gri, gümüş rengi, beyaz mikrofiber kumaşlar günümüzü çok iyi yansıtır.
Giymekten hoşlanmadığınız giysi var mı?
Siyah giymekten hoşlanmam.
Evcil hayvan besler misiniz?
Hayır.
Proje ve tasarımlarınız için çalışma mekanınız neresi?
Çoğunlukla yalnız seyahat ederim, uçakta çalışırım. Ofiste ve evde yalnız kalmak zor.
Kimin için tasarım yapmak istersiniz?
Birisi için bagaj sistemi, bir stereo sistemi, bir ev, ve robot tasarlamak isterim.
Tasarımınızı  mimar ve diğer tasarımcılarla tartışır mısınız?
Evet , pek çok, kardeşim mimar Hani Rashid, Ross Lovegrove, Toyo İto, David Shearer, Paola Antonelli.
Tarzınızı arkadaşlarınızın ağzından nasıl anlatırdınız?
Tarzım hakkında bir manifesto yazmıştım; "Duyarlı Minimalizm", nesneyi aşar onun sorununa odaklanırsınız, böylelikle tapınma duygusu azalır, görece bir minimalizme ulaşırsınız. Bütün parçalar ortadadır ve bütünün her aşaması görülür. Tarzım akıcı, yumuşak, organik, insancıl ve duyarlıdır.



Bir kitap yazdınız : “Dünyayı Değiştirmek İstiyorum”, bu sizce de büyük bir dünya değil mi?
Üç sebeple bu  başlığı kullandım; Birincisi, her sanatçı kültüre kendi farklılığında bir katkıda bulunmak ister. İkincisi, sanatçıdan çok dünyada gerçek bir değişiklik yapmak isteyen arsız bir tasarımcıyım. Üçüncü neden ise 20.yüzyıl mimarlarının tek doğrusu olan ütopyasıydı. Ne kadar karmaşık bir dünyada yaşadığımızı ve tek taraflı bir ütopyanın varolamayacağını anlatmak, kaybolan duyarlılıkları gidermek için dayatmasız tarzımı anlatmak istedim.
Tarihte özel bulduğunuz tasarımcı ve mimar var mı?
Pek çok... Gio Ponti, Luigi Colani, Mies Van Der Rohe...
Günümüzde değer verdikleriniz hangisi?
Tadao Ando ve pek çok japon mimarı sayabilirim, çok katı ve duyarlı bir yanları var.
Hep mimar veya tasarımcı olmak mı istemiştiniz?
Tasarımcı, evet.
Televizyonda işsizlikten, artan suçlar ve nüfustan bahsdiliyor; Geleceğe bakınca sizin endişeniz nedir?
Gelecekten korkmuyorum, çünkü değişimden yanayım. Herşeyin yarı yarıya sentetik ve yapay olacağı gün gelecek, bilim kurgu gibi takıntılı bir durum.


 


Karim Rashid ile anket   : 
Kişilik özelliğim               : Obsesif kompulsif
İnsanda aradığım özellik   : Duyarlılık ve estetik
Mutluluk düşüm                : Fikirlerimin gerçekleşmesi
Nerde yaşamak isterim     : Aynı anda her yerde
Sevdiğim renk                 : Beyaz
Sevdiğim çiçek                : Kaktüs
Sevdiğim kuş                   : Doğayı sevmem
Favori yazarlarım             : Tufen Orel, Jean Baudrillard, Paul Vivilio
Favori şairim                   : Şiirin devri bitti
Roman kahramanım          : Roman sevmem
Favori bestecilerim          : DJ ler
Favori sanatçılarım           : Pete Hailey, Chapman Brothers, Charles Ray
Bugünün kahramanı           : Özgün yaratıcı insanlar
Tarihi kahramanım           : Tarih sevmem
Nefret ettiğim özellik       : Vefasızlık
Doğadan mucizevi hediye : Uyku ihtiyacımın olmaması
Nasıl ölmeliyim                : Kendi tasarladığım tabutta
Tolerans ilkem                 : Hiçbir şey kusursuz olmaz
Sloganım                   : Dünyayı değiştirmek istiyorum


KAYNAK: http://www.designboom.com