23 Mayıs 2010 Pazar

Avrupa'daki "Herkes için Tasarım Hareketi"ne Türkiye de Bizim Öncülüğümüzde Katılıyor!

Avrupa’nın 22 ülkesinde, 'herkes için tasarım', 'herkes için yaşanabilir kentler' temalı çalışmalar yürüten EIDD- Design For All Europe platformu, 20 Mayıs’ta konuğumuz oldu ve Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü'nde konunun uzmanları, tasarımcı ve mimarlarla buluştu.


Kale Tasarım Merkezi, Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü Yönetimi Programı’nın işbirliği ile düzenlediğimiz konferansa konuşmacı olarak katılan EIDD Yönetim Kurulu Başkanı Finn Petren ve Dış İlişkiler Yöneticisi Pete Kercher, platformun amaç, ilke ve faaliyetleri hakkında bilgi verirken, TAG Platform’un kuruluş amacı ve vizyonunun kendileriyle örtüştüğünü ve Türkiye’nin 23. ortak olarak platformlarına katılmasından memnun olacaklarını dile getirdiler.




Sunumunda EIDD- Design For All Europe'un organizasyonel yapısı ve misyonu üzerine odaklanan Finn Petren, İrlandalı tasarımcı Paul Hogan'ın "İyi tasarım destekler, kötü tasarım engeller" sözünü slogan olarak benimseyen platformun çalışmalarına ilk olarak 1993'te başladığını belirtti.

Konuşmasının ilk bölümünde 'Design for All' (Herkes için Tasarım) konseptini ele alan Petren, 'ortalama/standart insan' üzerinden tasarım yapmanın doğru olmadığını, çünkü 'ortalam insan'ın olmadığını, tasarımın, mümkün olduğunca çok insan tarafından kullanılabilecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu. Petren bu görüşünü EIDD'nin 2004 Stockholm Deklarasyonu'ndaki şu madde ile destekledi: "Tasarım, mevcut durumların, dilenen koşullara göre düzenlenmesidir".

Hem teoriye hem de uygulamaya dayanan ve sürdürülebilirliği temel alan EIDD Design For All Europe'un; sosyal planlama, mimarlık ve tasarım disiplinleri arasında köprü görevi gören tek uluslararası organizasyon olduğunun altını çizdi. TAG Platform’un da aynı şekilde yapılanmasından da memnun olduklarını belirtti.

Sunumuna ilkel insandan günümüz insanına kadar geçen süreçte toplumun ve insan davranışlarının nasıl değişim gösterdiği konusu ile başlayan Pete Kercher, daha sonra kent olgusuna değindi. Herkesin kente ilişkin farklı bir fikri olduğunu belirterek, Montreal, Prag, Delft, Varşova, Belgrad, Milano gibi kentlerden örnekler sundu.

Yaşam alanları ve hatalı tasarım uygulamalarına örnek verirken, her kentte belli başlı zorluklar ile karşılaşılabileceğini dile getirdi. Özellikle yaya geçitleri, kaldırımlar, merdivenler ve rampalara ilişkin fotoğraflar sunan Kercher, iyi tasarımın pahalı olduğu önyargısını eleştirdi.

Kentsel mekânda yapılan hataların önüne geçilmesi için bir arada çalışmanın önemini vurgulayan Kercher, belediye birimleri arasındaki iletişimsizliğe dikkat çekti, kentlileri ise yönetimleri bu hatalar konusunda uyarmaya çağırdı.

UK Design Council'in (İngiltere Tasarım Konseyi) raporunda yer alan "Tasarım, ticari rekabeti güçlendirir" savına atıfta bulunan Pete Kercher, firmaların fiyatta rekabet yerine kalitede rekabet etmeyi seçmeleri gerektiğini belirtti. Küresel ekonomik krizin başlangıcı olan 2009 yılının aynı zamanda Avrupa Yaratıcılık Yılı olduğuna değinen Kercher, krizi fiyat düşürmeden atlatmanın en iyi yolunun 'inovasyon' olduğunu vurguladı. Bunu desteklemek için de, tasarıma ağırlık veren firmaların, tüketici güvenine bağlı olarak borsada % 200'e varan değer artışı sağlamasını örnek gösterdi.

Konferans soru-cevap bölümü ile sona ererken, izleyicilerin bu harekete katılma istekleri ve soruların içerikleri Türkiye’de bu hareketin önünün çok açık olacağının göstergesi oldu.

Bu harekete katılmak isteyen herkesi TAG Platform’a çağırıyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder