12 Eylül 2014 Cuma

Basit Kent Hareketi | Brezilya: "Buradan hangi otobüs geçer?"

Brezilya’da birçok otobüs durağında, durak güzergahını kullanan otobüslere ait bilgilendirici içerik olmamasına yönelik ülke çapında basit bir etiket(sticker) tasarımıyla başlatılan “Que Onibus Passa Agui?” yani, “Buradan hangi otobüs geçer?” kampanyası beklenmeyen ilgiyle büyümeye devam eden sayılı toplumsal projeden biri.


Ülkede yer alan bir çok otobüs durağında hangi numaralı otobüslerin durağının olduğu yazmaması ve bu numaraların güzergahları hakkında bilgi verilmemesi üzerine; insanların yanlış durakta beklemesini önlemek ve vakit kaybının önüne geçmek isteyen Porto Alegre şehrinin vatandaşları, yetkilelerin konuyla ilgilenmemelerinden yola çıkarak kendi insiyatiflerini kullanmaya karar veriyorlar. Kısıtlı bir bütçe ve basit bir fikirle yola çıkan grup, insanlardan kullandıkları duraklara bildikleri otobüs numaralarını ve güzergahlarını yazmalarını istiyorlar. Kentli ve turistlerin temel ulaşım ihtiyacını karşılamaya yönelik gerçekleştirdikleri eylem, ilk başta basitçe insanların bekledikleri duraklardan geçen otobüsler hakkında bilgi sahibi olmalarını amaçlıyor. Porto Alegre şehrinin tüm semt duraklarında gözlenilebilen el yazısı işaretlerin, grafik tasarım şirketi olan All Signs’ın dikkatini çekmesi üzerine; basit bir toplumsal hareket olan proje boyut değiştiriyor. Ekibe üzerlerine numara ve güzergahları yazabilecekleri, 50 farklı renk tonuna sahip farklı etiket tasarımları üreten firma, otobüs duraklarındaki bu problemi daha görünür kılmak adına, ücretsiz kullanabilecekleri bir tasarım kiti hazırlıyor. Bir süre sonra Brazilya’nın başkenti Brasilia ve Rio de Janerio gibi bir çok büyük kentte de görülen stickerlar günlük hayatta insanların sıklıkla karşılaştığı bu sorunun kanıksanmışlığını da gözler önüne seriyor. Brezilya’nın bir çok eyaleti ve kentinde stickerlar için talep artmasına karşılık tasarım şirketi, internet yoluyla duyurduğu haberde, insanların tasarım kitine ücretsiz olarak kendi websitelerinden ulaşabilecekleri bir link paylaştı.


Günlük hayatta karşılaşılan kent problemlerinden birinin bir çok farklı coğrafya için ortak problem olduğunu gözlemleyen ekip, bugün itibariyle 20 şehirde devam etmekte olan proje için bir Facebook sayfası ve etkinliği oluşturmuş durumda. Dünyanın bir çok farklı yerinden 6000 otobüs durağına ulaşmış olan proje; Brezilya dışında Birleşik Devletler’de hızla yayılırken, Avrupa’da da çağrılarına karşılık almaya başladı. Basit bir etiket tasarımıyla sorunlarına çözüm bulan bölge vatandaşları, aldığı geri dönüşlerle projeyi büyütmeye devam ederken ve dünyanın her yerinden insanları kendi coğrafyalarına ilişkin benzer sorunlara çözüm üretmeye çağırıyor.




Proje'nin facebook sayfası için: Que Onibus Passa Aqui?


9 Eylül 2014 Salı

Sosyal Etki : the Core77 2014 Design Award

1995 yılından beri profesyonel tasarımcıların, tasarım öğrencilerinin ve tasarım severlerin dünya çapında sesi olmayı başarmış the Core77; yayınladığı makaleler, düzenlediği forum ve çeşitli etkinlikler ile tasarım dünyasındaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyor. Günümüz dünyasının üretiminde “tasarım” faktörünün etkileri düşünüldüğünde, the Core77 Tasarım Yarışması, yayınladığı 17 farklı kategoriyle tasarımcı, araştırmacı ve yazarlara; dünyayla iletişim kurmalarını sağlayacak olanaklar sunuyor. Mobilya, iç mekan, ışıklandırma tasarımı gibi alanların yanısıra; yazı ve eleştiri, strateji ve araştırma, servis vb. gibi bir çok farklı kategorisi bulunan yarışmanın 2014 yılı “Social Impact” yani, “Sosyal Etki” kategorisi, farklı coğrafyalara ilişkin bir çok probleme, tasarım pratikleri üzerinden çözümler üretiyor.


Profesyonel kategorisinde yer alan ilk tasarım, Sam Rulli (Xylem Essence of Life) tarafından, suyun yer çekimi kuvveti yönündeki hareketinin insan ağırlığıyla ilişkilendirilerek tarım ürünlerinin sulanması programına dayanan; küçük çiftlik sahipleri için tasarlanmış "Saajhi Stepping Pump", yakın su kaynaklarından suyun taşınması işlemine yönelik olarak geleneksel taşıma yöntemlerine kıyasla %40 daha az su kaybı sağlıyor. Xylem’in Afrika, Güney Amerika, Orta Asya ve Hindistan’da yaptığı araştırmalara göre, küçük boyutta çiflik sahibi olan kişilerin, tarım alanlarının en verimli şekilde üretimde olabilmesi için gerekli olan sulama ekipmanlarının gerekliliğinin, coğrafi ya da maddi yetersizlik sebebiyle karşılanamamasını merkeze alarak gerçekleştirilmiş olan proje, asgari geçimlerini sağlamaya çalışan çiftçilere odaklanmakta.


“3D Printed Personal Ekso” adlı diğer eşdeğer tasarım, tekerlekli sandalye ihtiyacı halindeki kullanıcıları merkezine alan Ekso, dış iskelet (eksoskeleton) olarak tasarlanmış bir robot. Şu anda prototip olarak üretilmiş olarak üretilmiş olan robot, üç boyutu olarak üretilmiş eklem kısımlarıyla insan omurgası arasında bir bağlantı oluşturuyor. Gustavo Fricke ve Scott Summit’in (3D Systems, Ekso Bionics) biyoloji ve teknoloji arasındaki bir geçiş ürünü olarak tanımladıkları robot, ürün ağırlığı ve insan deriyle taması minimalize ederken; kişinin sosyal olarak çevreyle temasını, hareket yeteneklerini ve yürümesini sağlamaya ve maksimize etmeyi hedefliyor.


Esansiyel Tremor (Temel Titreme Rahatsızlığı) ve Parkinson gibi hastalıklara yönelik olarak geliştirilen, titreme halini geçeriz kılma teknolojisi Liftware; el ile gerçekleştirilen günlük eylemlerin olanaksızlığına odaklanıyor. “A Self Stabilizing Spoon for Hand Tremors” adlı tasarım, Liftware teknolojisiyle geliştirilen ve temel bir ihtiyaç olan yemek yemeyi, titreme rahatsızlığına sahip olan hastalar için sorunsuz kılmayı hedefliyor. Porfesyonel kategorsinin diğer bir eşdeğer ödülünü kazanmayı hak eden tasarım, dünya üzerinden yaşlı nüfusun %14’ünün sahip olduğu titreme rahatsızlığına yönelik olarak Anupam Pathak, John Redmond, Michael Allen tarafından geliştirilmiş.


Öğrenci kategorsinin ilk eşdeğer kazananlarından biri olan “Walter - Alter the Wheelchair” projesi, Christian Bremer ve Erik Ohlson tarafından geliştirilmiş. Walter, gelişmekte olan ülkelerde engelli bireylerin hayat standartlarının daha zor olduğu gerçeğini merkezine alarak geliştirilen, tekerlekli sandalye kullanıma yönelik ihtiyaçlara dikkat çekmeyi hedefleyen bir proje. Düşük maliyetli şekilde, engebeli arazi araçlarına benzer bir sistem ile geliştirilen Walter, eğimli yüzeylerde düşme ihtimalini ortadan kaldırırken; yer değiştirmek, masaya yerleşmek gibi eylemleri kullanıcının kendi isteğine göre ayarlamasına olanak sağlıyor.


Alzaymır (Alzheimer) hastarı ve yakınları için geliştirilen, tasarımcırı Migle Padegimaitei, Lina Trulsson, Darja Wendel, ve Emily Keller’ın basitçe “hatırlatıcı” olarak tanımladığı “Remind - Music for Memory)"; yarışmanın öğrenci kategorisinin eşdeğer kazananlarından biri. Dünya üzerinde yaklaşık olarak 5,5 milyon Alzaymır hastası, bugün bilinen tedavi yöntemlerinden biri olan müzik ile geçmişlerini hatırlayabilemekte ve çevreleriyle bir bağ kurabilmektedir. Dokunulabilir bir müzik çalar olarak tasarlanan cihaz, hastaların hatırlayamadıkları anları, onlar için geliştirilen kişisel mobil müzik programıyla, ihtiyaç duydukları anlarda onlara çalmayı sağlıyor. Hastalığın şiddeti ve etkilerini sosyal alanlarda ve günlük hayatta azaltmayı hedefleyen tasarımcılar; “Alive Inside” adlı, hasta insanlara müzik ulaştırmayı konu edinen bir belgeselden yola çıkarak geliştirdiklerini belirtiyor.


Son olarak, öğrenci kategorisinin eşdeğer kazananı olan Scott E Forsythe tarafından geliştirilmiş olan, “Additio Prosthetic tool System”; vücut uzuvlarını kaybetmiş bir çok kimse için günlük hayatlarını kolaylaştırmayı hedefleyen bir tasarım. Kol ve bacak kaybına uğramış bir çok insan için geliştirilen bir çok teknolojinin, maddi ve manevi olanaksızlıklar yoluyla bireylere ulaşamamasını konu edinen proje; uzuv kaybına sahip kişilere eklemlenen cihazlar yerine; çevresel koşulları bu bireylere göre geliştirmeyi öngörüyor. Günlük hayatta ev içinde kullanılan bir çok nesne ve elemanın basit değişikliklerle, uzuv kaybına sahip bireylere yönelik olarak geliştiren proje; yaşam kalitesini arttırmayı hedeflerken, farklı çevresel bileşenlerle bireylerin ilişkilerini destekleyerek güçlendirmeyi hedefliyor.

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Bisikletli Tepeler

Norveç’in tepe kentlerinden biri olan Trondheim’da, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmaya yönelik; kentin yokuş alanlarından birine yerleştirilen “Bisiklet Asansorü(CycloCable)” eğime sahip kentlerde bisiklet kullanımına dair algıyı değiştirirken, kentlinin ulaşım pratiklerini geliştirmeyi hedefliyor.


Söz konusu İskandinavya ülkeleri olduğunda, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve toplumun farklı kesimlerinin eşit şekilde faydalanabilmesi yolunda yapılan çalışmalar bizleri şaşırtmasa da, Jarle Wanvik’in geçen yıl gerçekleştirdiği, bisiklet kullanıcılarının diğer kent yolcularıyla eşit standartlara sahip olmasına yönelik girişimi Avrupa’da hızla yayılmakta. İlk defa 1993 yılında “Trampe(şimdiki adı CycloCable)” adıyla üretilen bisiklet asansörü, 15 yıllık kullanım süresince 200 binden fazla bisiklet sürücüsünü Trondheim’ın tepelerine ulaşmasını sağladı. 


2013 yılında bisiklet tutkunu Jarle Wanvik’in girişimleriyle, güvenli ve konforlu bir yolculuk için tekrar tasarlanan asansör, STRMTG sertifakasıyla (French Aerial Ropeway and Guided Transport Technical Services) 2000 yılında imzalanmış olan Avrupa Yolcu Taşıma Deklorasyonu şartlarını sağlarken; kullanıcılarına ücretsiz hizmet sunuyor. Bisiklet asansörünü oluşturan yapı elemanları telesiyej sistemini andırmasının yanı sıra; sistem, bir ayak plakası üzerine gelen kütleyi belirli bir hızla ittirme hareketine dayanarak çalışıyor. Sistem elemanlarını ve çalışma biçimini inceleyebilmek için buraya bakabilirsiniz.

CycloCable endüstriyel üretime yeni geçmesiyle birlikte, uluslararası piyasada yerini almış durumda. Jarle Wandik, dünyanın bir çok yerinde bu uygulamayı görmeyi beklediklerini ve bisiklet kullanımının yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini, belirtiyor. Kullanıcıları arasında yalnızca bisiklet sürücülerinin olmadığı asansör, kentin eğimli alanlarıyla sorun yaşayan bir çok insana farklı motivasyonlar sağlamaya devam ediyor.



Tüm fotoğraflar CycloCable'ın resmi internet sayfasından alınmıştır. Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki bağlantıları inceleyebilirsiniz:

"City with the Big Hill Builds Bike Escalator to Encourage Casual Cyclists", TwistedSifter




21 Temmuz 2014 Pazartesi

Eski Otobüs, Yeni Mobil Duş

San Fransisco’da eski belediye otobüslerinin yenileneceği üzerine bir haber görüp, bu otobüslerin nasıl kullanılabileceği üzerine kafa yoran LAVA MAE derneğinin kurucusu Doniece Sandoval, belediye otobüslerini yenileyerek evsizlerin günlük hijyen ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor.


LAVA MAE’nin belirttiğine göre, San Fransisco bölgesinde sayıları yaklaşık 3,500 bini bulan evsiz insanların duş alabileceği; kabin sayısı 60-70 ile sınırlı. Evsizlerin ihtiyaç duyduklarında duş alabilecekleri lokasyonları geliştirmeyi amaçlayan proje; eski belediye otobüslerini, birer mobil duş kabinine çevirerek kentin farklı noktalarında bu hizmeti sunabiliyor. Proje yürütücüsü olan Doniece Sandoval, eski belediye otobüslerinin yenilenmesi üzerine okuduğu gazete haberinden sonra, otobüslerin ait olduğu merkeze giderek bir bağış programı olduğunu öğrendikten sonra, bu bağışın kendi derneklerine yapılmasını sağlıyor.

Projenin baş mimarı olan Brett Terpeluk, bir ulaşım aracının mobil bir duş kabinine çevirilmesini sağlayan tasarım sürecine dair aylarca beyin fırtınası yaptıklarını belirtiyor. Otobüslerin tasarım için uygunluğuna dair şüphelerinden bahsederken; temiz su, kirli su ayrımı ve kullanımının proje boyunca en büyük problem olduğunu belirten mimar, bu probleme şehirde yer alan itfaiye vanalarını kullanarak çözüm bulduklarını ifade ediyor. İçinde iki duş kabinine sahip olan mobil tasarım; her bir birimde duş, lavabo, tuvalet ve küçük birer kıyafet değiştirme alanına sahip. Proje yürütücüsü olan Sandoval birimleri, sadece 20 dakikalığına bu otobüste vakit geçirecek bile olsanız kendinizi ve bedeninizi dinlendirip arınabileceğiniz tamamen size özel bir alan, olarak tanımlıyor. Tasarım aşamasını tamamlayan ekip, evsiz insanlara destek sağlayan bir organizasyon şirketiyle karşılıklı görüşme halinde, mobil araçların kullanım alanını genişleterek, herkese ulaşabilmeyi amaçlıyor. 


Kendilerini, “Bizim odaklandığımız şey insanlara hijyen sağlayabilmek; çünkü hijyenin özgüven sağladığına ve özgüvenin yeni olanaklar açtığına inanıyoruz.” sözleriyle ifade eden dernek, 2014 yılının bahar ve yaz mevsiminde  deneme halindeki mobil otobüsleri, ilk olarak San Fransisco ardından New York’ta kullanıcılarıyla buluşturmayı başardı. LAVA MAE, tamamen donanımlı olarak üretilecek olan mobil duş otobüslerinin sokakla buluşma tarihini 2015 yılının ilk yarısı olarak açıkladı. 







15 Temmuz 2014 Salı

Ya Yalnızsam?

Future Pioneers 2014 kazananları ‘Design Council’ tarafından İngiltere’deki ‘New Designers’ adlı tasarım sergisinde belirlendi.

Kazananlardan Lucy Lin’in projesi ‘What If I Am Alone’ (Ya Yalnızsam) düşüncesi üzerine tasarladığı bir ilk yardım çantası. ‘EmergenSee’ adını verdiği ilk yardım ekipmanlarının en önemli özelliği tek başınızayken ilk yardım yapabilmenizi sağlıyor. Günümüzde insanların yalnız yaşamayı daha çok tercih etmesi, bir yaralanma anında yalnız olma olasılığını da arttırıyor. İlk yardımın çoğu zaman bir başkası tarafından uygulanıldığı düşünüldüğünde, kendinize uygulayabileceğiniz ilk yardımın gerekliliği öne çıkıyor. Bu set aynı zamanda bir başkasına yapılacak ilk yardımın da kolaylaşmasını hedefliyor. Projenin tanıtım videosunda duvara monte edilmiş ilk yardım çantasının sadece tek elle açılması ve içindeki ekipmanların da bu şekilde uygulanması anlatılıyor.











12 Temmuz 2014 Cumartesi

Masa Bizden, Sandalye Sizden

Motor veya araba sürücüleri için araca servis (drive-through) restaurantlar varken neden bisiklet kullanıcıları birşeyler yemek veya maillerini kontrol etmek için araçlarından kurtulmak zorunda olsun ki?

Japon tasarım firması Studio Muu Design Studio, ‘the Pit in’ ile bu soruya yanıt vermiş.  2009 yılında tasarlanan ve Design Report Award 2009 in Milano Salone Satellite için aday gösterilmiş ‘the Pit in’ , bisiklet sürücülerine park halindeyken yemek yiyip çalışabilecekleri bir alan sunuyor.


Tek parçadan oluşan masa-park yeri kombinasyonunda bisikletin sandalye işlevi gördüğü mobilya, şehrin farklı yerlerinde, insanların bisikletlerini çaldırma korkusu olmadan, park halinde kahvaltı edebildikleri, arkadaşlarını beklerken bilgisayardan işlerini halledebildikleri açık kamusal alanlar oluşturuyor.

Bisiklet kullanımına teşvik eden tasarımıyla ‘the Pit in’, Studio Muu’nun da vurguladığı gibi yeni bir yaşam tarzı yaratmış durumda.


‘the Pit in’ ile ilgili ayrıntılı bilgiye http://www.storemuu.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Bloom: Kent Oyuncağı

Kentsel oyuncak temasıyla yola çıkan, Alisa Andrasek ve Jose Sanchez tarafından tasarlanan “Bloom: theGame”, ilk defa 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda konuklarını selamlamasından bu yana; kentte yeni formasyonlar üretmeye devam ediyor.



Tasarımcılarının, kamusal alanda kolektif bir üretime teşvik için tasarlanmış kentsel oyuncak, olarak tanımladığı BLOOM projesi; adını tek bir forma sahip olan “bloom” olarak adlandırılan modüllerden alıyor. İlk görücüye çıkışı olan 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda konuk ve izleyicilerin kenti deneyimlemesini amaçlayan tasarım; rengini, o yıl olimpiyatların resmi rengi olan neon pembesinden almakta. Tasarım, tek bir boyut ve şekle sahip modüllerin, 3 farklı birleşim noktasıyla farklı kombinasyonlar elde edilmesine olanak sağlıyor. 

Enerjisini kullanıcısından alan tasarımın ilk yerleştirmesi, 2012 yılında  University College London’da yer alan Victoria Parkı’nda gerçekleştirilmiş; tüm gün kullanıcılarıyla olan ilişkisinin kayıt altına alındığı ve bu sonuçların sosyal meday yoluyla paylaşıldığı videoyu aşağıda bulabilirsiniz. Kentsel deneyimin yanısıra; tasarım sürecine kullanıcıyı dahil etmeyi başaran proje bugünlerde dünyanın bir çok noktasında, farklı yaş grupları ve kullanıcı örnekleriyle; okul, sergi, etkinlikler aracılığıyla farklı deneyimleri depolamaya devam ediyor.


BLOOM'un kullanıcılarla ilişkisini inceleyebilmeniz için Flickr hesabına; bugün devam eden çalışmalar için resmi sayfasına bakabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için:

Bloom the Game Official Page, http://www.bloom-thegame.com/main/