13 Haziran 2010 Pazar

Ceplerdeki Doğu Ruhu

09-13 Haziran 2010 tarihlerinde Uluslararası Berlin Tasarım Festivali' nde NOI tasarım gurubunun Japon Kimonosundan esinlenerek hazırladığı ilk mobilya kolleksiyonu sergilendi.
Bir grup elbise askılığı olarak işlevlendirilen bu minimalist tasarım Tyvek cepler ve ahşap çubuklardan oluşuyor.

Hakama : Askılıkların hepsinde olduğu gibi bu en küçük parçasında da ahşap çubuklar meşe, dişbudak veya fındık ağacından olabiliyor.

 Farklı kullanım önerileri için kimononun en dikkat çekici unsuru olan gergi  tasarımın çıkış noktası olmuş.
Minimalist ahşap strüktür birbirine geçme tekniğiyle kullanıcı tarafından kolayca monte edilebiliyor.

Malzeme olarak hafif ama dayanıklı Tyvek katlanmaya, dikilmeye ve esnek hacimli ceplere olanak tanıyor.

Haori : Geleneksel Kimononun büyük kolkapaklarındaki cepler  kişisel eşyalar için gizli köşelere ilham vermiş.Mobilyanın bu parçası dağınık duran bir yığın giysiyi kolayca derleyip toparlamak için tasarlanmış.

Yukata: Giysilerin  Tyvek  dokulu  torbalarda gizlendiği bu tasarımda ayakkabı, iç çamaşırları ve aksesuarlar için cepler düşünülmüş.

NOI  tasarım atölyesi  deneyimli tasarımcılar Ines Königsmann ve Nora Schmidt tarafından  2009 yılında Berlin'de kurulmuş.

Kaynak : http://www.dezeen.com

12 Haziran 2010 Cumartesi

Herkes için Kentsel Dönüşüm

TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edilen Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifiyle, büyükşehir belediye başkanlarına süper yetkiler geliyor.

Buna göre; belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecek. 

Son dönemde yaşanılan yanlışlar nedeniyle kent üzerindeki karar ve uygulamalara üniversiteler, serbest mimarlar ve bölgede yaşayan halkın katılımıyla oluşturulan bir konsey karar vermeli. Bu kararlar yokedici ve ayırımcı değil bütünleyici olmalı. Kamulaştırmanın aceleliği kararı  topraküstü ve altındaki kültür birikiminin yokedilmesi için bir ruhsat olarak kullanılmamalı. Yasalar yasaklarla korunamayan kent kültürünün her an yönetimin gerek gördüğü şekilde düzenlenememesi için toplumun ve bireylerin kentlilik bilinci geliştirilmelidir.

Herkes için iş ilkesine dayanarak TAG Platform yaşayan kentteki üretim alanlarının yenileme hareketi kapsamında üretim ve pazarlama  olanaklarıyla donatılmasını savunuyor.
Herkes için yeşil alan ilkesine dayanarak  TAG Platform yapılaşmanın mevcut yerleşimlerin hemen  yanıbaşında yeşil alanlar bırakılarak yeniden tasarlanmasını bir fırsat olarak görüyor.
Herkes için konut ilkesine dayanarak  TAG Platform yaşam kalitesi yükselen bireyin kaliteli bir kent yaşamının temel taşı olduğunu bu yüzden de ihtiyaçlara göre konutların tasarlanması ve uygulanmasını öneriyor.

Bütün bunlar yerleşimlerdeki nüfusun barınma hakkının elinden alınmamasını, yerinden  yurdundan uzaklara sürülmemesini savunuyor.İlçe Belediyelerinin yetkileri  ellerinden alınarak noktasal sorunların global çözümler içinde kaynayıp gideceği, insanların kendi alanlarında mağdur düşeceği endişesini taşıyoruz.

10 Haziran 2010 Perşembe

Öbür Taraftaki Çimenler Daima Daha Yeşildir

 Christian Vivanco tasarımı bahçe çitinin öte yanındaki çimler hep daha yeşil olacak.Tasarımcının ürettiği kanepe çimenlerin etrafındaki bir ahşap bahçe çitine gönderme yapıyor.


 "Öbür Taraftaki Çimenler Daha Yeşildir" adı verilen  kanepede minderlerin yeri değiştirilerek kullanım çeşitlenebiliyor.

Endüstri tasarımcısı sanatçının işlediği  "İnsanın doğayla arasındaki özgür ve sıcak ilişkisi" teması bu sefer bir kanepede canlanmış.

Tasarımcının savunduğu fikirlerden biri insanın kendine ait olmayana olan tutkusu,
ikincisi ise endüstri tasarımının mekansal, boyut ve doku özellikleriyle özgürlük ve yakınlığı yaşatmasıdır.




Bu  temayı tasarıma dönüştürerek gerçekleştirme çabası sonucunda rahat, sade ve neşeli bir kanepe olmuş.
Malzeme ve detayların tasarımı kanepeyi  farklı mekanlarda kullanıma uygun kılmaktadır.
Örneğin arka sırt kaldırılarak bir çocuk odasında oyun köşesi olarak ya da bir genç odasında kullanılabilir.

Kaynak: http://www.dezeen.com

8 Haziran 2010 Salı

Sanat Ayaklar Altında

Japonya'da Rögar Kapakları kitap& iPad oldu:


Kitabın yazarı  Remo Camerota görüntülediği birbirinden ilginç rögar kapağı tasarımlarını yayınladı.

Gezerken çoğunlukla doğayı ve mimariyi izleriz ama ayaklarımızın altında ne olduğuna bakmayız.
 Ancak Japonya'da renkli ve ilgi çekici rögar kapakları kendine baktırıyor.



 
"The Drainspotting Extras"   kitapla aynı zamanda satışa sunulan Remo Camerota tasarımı iPad uygulaması iTuunes erişimine de açık.



Kitabın yerini tutmayacak iPad uygulaması beğenenleri kitabı satın almaya heveslendiriyor.


Remo Cemerota'nun derleyip yayınladığı çok sayıda kapak tasarımı bile bir Japonya seyahatini düşündürüyor.

Kaynak : http://www.designrelated.com

5 Haziran 2010 Cumartesi

Dikmen Vadisi'ne Gökdelen Değil, Ağaç Dikilsin!




Dikmen Vadisi Halkı “kentsel dönüşüm” yağmasına karşı verdiği mücadelede beşinci yılına girdiği  şu günlerde “Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi” iptal edilse de, yarın yeni rant saldırıları ile yine karşılaşma olasılığını gözardı etmiyor.
Bir yandan “barınma hakkı” ve “insanca bir yaşam” için verilen bu mücadelede doğal çevresi ve kaynakların bilinciyle Ankara’nın vazgeçilmez bir değeri olan Dikmen Vadisi, aynı zamanda bütün kent ve kentliler için de savunulmaktadır.

TAG Platform kent yaşamının kalitesini bireyin yaşam kalitesinden ayrı tutmayan vizyonuyla örtüşen bu mücadeleyi desteklemektedir.
 Dikmen Vadisi’nin; kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılacak lüks villalar, dev alışveriş merkezleri, yüksek güvenlikli sitelerle betonlaşmaya teslim olmasına ve bütün Ankaralı’lardan çalınıp esirgenmesine göz yumulmamalıdır.
İşte bu söylemi uygulamaya geçirmek adına Dikmen Vadisi Halkı Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu öncülüğünde bir “ağaçlandırma kampanyası” başlatıyor.     

PROGRAM
Tarih  : 06 Haziran 2010/Pazar
Yer      : Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu              
Saat 11.00; Kampanyaya katılan kişi ve kurum temsilcileri ile vadide sabah kahvaltısı ve basın toplantısı
Saat 12.00; Vadide birlikte ağaç dikimi


AYRINTILI BİLGİ VE İLETİŞİM
0 507 350 36 21
(312) 490 40 27
www.dikmenvadisi.org
www.barinma.org



3 Haziran 2010 Perşembe

Kentsel Dönüşüm Hataları Ödüllendirilirse Ne Yapmalıyız?


Gazi Üniversitesi  tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar'a geçtiğimiz günlerde törenle fahri doktora ünvanı verildi. Kendisine toplu konut alanındaki birikimi, kamu arazilerini ve kaynaklarını verimli biçimde değerlendirip halka açmasındaki çabaları; alt gelir gruplarına yönelik konut üretimi konusundaki katkıları, gecekondu önleme, kentsel gelişim ve yenileme çalışmalarından dolayı verilen bu ünvanı veren akademik kurumun yaptığı hatayı dile getirmek bizim gibi toplum faydasına çalışan, kent ve çevre konusunda birikim sahibi gönüllülerin en büyük görevi.

TOKİ kamu kaynaklarını kullanarak, uzun süredir kentlerimizin büyük bölümünde geri döndürülmesi mümkün olmayan hasarlara yol açmış, birçok kentin planlı gelişme perspektifini, gelişigüzel açtığı gelişme alanlarıyla, ortadan kaldırmıştır. Şehirciliğin ve mimarlığın yüz karası yapılaşmalara neden olmanın yanı sıra, özellikle gecekondu alanlarında ve çöküntü bölgelerinde yaşayan yoksul kesimlere duyarsız bir yaklaşımla uygulamaya sokulan kentsel dönüşüm projeleri bu kesimlerin daha da yoksullaşmasına ve yaşam çevrelerinden tasfiye edilmesine neden olmuştur. Kentlerimize verdikleri kararlarla şekillendiren tüm karar vericilerin bu konuda bilinçlendirilmesinde öncülük etmemiz gerekiyor. 


 Kentsel Dönüşümün özellikle İstanbul örneğinden başlayarak kentlerimizin belkide tartışılması gereken en önemli sorunu haline geldiğini görmeliyiz. Kentsel dönüşümü, sadece yasa dışı ya da yıpranmış yapıların yıkılarak daha yüksek yapılarla fiziksel olarak yenilenmesi olarak algılayan anlayışın çok büyük sorunlar taşıdığı açık. Nitelikli ve sağlıklı bir kentsel dönüşümün, kent bütünü içerisindeki gereklilikleri ve plan kararları üzerinden, ekonomik ve toplumsal boyutları gözönüne alan, bir yerel kalkınma-uygarlaşma projesi olarak ve rant odaklı değil kent ve kamu yararı odaklı bir çıkış noktası ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kentsel dönüşüm eskiyen ve özelliğini kaybetmiş kent bölgelerinin yeniden inşa ve restore edilmesi, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, deprem risklerine karşı tedbirler alınması, kentin tarihi ve kültürel dokusunun korunarak yenilenmesi gibi tanımlar içerir. Ancak ne TOKİ’nin ne de TOKİ Başkanını onurlandıran Gazi Üniversitesi’nin herhangi bir benzer bilimsel söylemini hiç duymadık.

Son dönemde yakından izleme fırsatımız olan Sulukule halkının yerinden kazınarak kentin uzak bir köşesinde Taşoluk TOKİ Konutları’na taşıtılması bildiğimiz “kentsel gelişim ve yenileme çalışmaları” arasında yer almamaktadır. Sulukule’de yıkılan yapıların arsalarına alt gelir grubuna kesinlikle hitap etmeyen konut projelerinin pazarlanması ve desteklenmesi belli bir kesime kazanç sağlarken, bölgedeki renkli yaşamı ve bir kültürü yoketmekle kalmayıp çevre mahallelerdeki rantı da yükseltecektir.



Sulukule kazı alanında rastlanan arkeolojik bulgulara rağmen henüz bu konuda da resmi olarak bir geri adım atılmamıştır. Mayıs ayı başında düzenlenen TOKİ evlerinin temel atma töreni ise belki de “fahri doktor” ünvanının ne derece hatalı olduğunu gösteren en yakın örnektir. Roman kültürünün en önemli yeri Sulukule’nin yokedilmesinin yanı sıra bu bölge Roma, Bizans ve Osmanlı kalınıtılarının olduğu çok değerli bir arkeolojik park olduğu bilinmektedir ve bu alanda kazılarını sürdüren İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin raporu beklenmeden temel atılmasına Mimarlar Odası  "arkeolojik doku göz ardı edilerek yapılacak çalışmaların telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açacağı" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş durumdadır. Kent, çevre ve mimarlık alanındaki tüm kurum ve kuruluşları özellikle de sivil toplum kuruluşlarını elbirliği ile çözüm üretmeye çağırıyoruz.
İki yıl önce yayımlanan bu karikatür, artık gülünmeyecek kadar gerçektir.