27 Nisan 2010 Salı
MODA VE MEDYA KARDEŞLİĞİ : VAKKO & POWER
New York'lu REX şirketi Istanbul'da iki kardeş firma Vakko ve Power Radyo-TV için yenilikçi tasarımıyla birbirinin içine geçen iki merkez ofis binası inşa etti. Vakko modada öncülüğünü; Power Radyo-TV ise yayın dünyasındaki saygın yerini bu merkezdeki mekanlarda üreterek sürdürecek.
İnşaatı yarım kalmış bir otelin betonarme konstrüksiyonu kullanılarak oluşturulan yapının dışında giydirme cam cephe ve içerde cam bölücü panolarla birbirine akan mekanlar yaratılmış.
Yapının dışa bakan mekanları ofislerden oluşurken, iç binadaki atriyum, sergi ve toplantı salonları ve yönetici odaları düşeyde birbiriyle bağlantılanmış. Böylece dıştaki ofis ve koridorlarından içerdeki mekanlar kolayca izlenebiliyor.
İnanılmaz kısa sürede gerçekleştirilen dönüşüm projesinde, tasarımın hedeflediği plan ölçülerinin otel inşaatıyla aynı, kat yüksekliklerininse REX'in önceki tasarımı California Institute of Technology’s Annenberg Center ile uyumlu olması büyük şans olmuş.
Binayı taşıyıcı olarak bağımsız iki yapıya ayıran REX, U formundaki betonarmenin dördüncü kenarını kapatarak, değişken bölünebilir ofis mekanları yaratmış.
Yapının çekirdeğini oluşturan altı katlı çelik bir kuleyle oditoryum, sergi salonları, toplantı salonları, idari ofisler ve dinlenme mekanlarının düşey bağlantısı sağlanmış. Çelik yapı çekirdeği tarafından betonarme yapı bağımsız iki bölüme ayrılmış.
Mevcut konstrüksiyon REX tarafından son süratle Vakko Moda Merkezi ve Power Yayın Merkezi binasının ihtiyaçlarına göre dönüştürülmüş.Yapının hızla tamamlanması için çok yönlü kullanılabilir tasarlanan çelik profiller üretilmiş ve konstrüksiyon dışında kalan bütün yapı sekiz hafta içinde tasarlanmış.
Bitirilmemiş bir otel inşaatının REX firmasının yenilikçi tasarımıyla Vakko Moda Merkezi ve Power Yayın Merkezi'ne dönüştürüldüğü yapı Türkiye'deki çağdaş mimarlık örneklerinin arasına girdi.REX uluslararası mimari proje ve tasarımlara imza atmış Joshua Prince-Ramus yönetiminde New York'lu bir firmadır.
Kaynak: http://www.dezeen.com/
23 Nisan 2010 Cuma
ENERJİNİN TASARIMI : TASARIMIN GÜCÜ
Milano2010
Akıllı Kafes Galerisi
Tasarım: Jaime Hayón
Milano 2010 tasarım fuarında ispanyol tasarımcı Jaime Hayón tarafından italyan güç kaynağı üreticisi Enel için düzenlenen yerleştirme Interni Think Tank kapsamında yeraldı.
Akıllı Kafes Galerisi siyah ve beyaz kafes strüktürünün düğüm noktalarındaki LED aydınlatmayla sunuldu.
Hayón'un kafesin içinde yerleştirdiği yüzeyi fotovolta hücreleriyle kaplı masa, asılı pervaneler ve hareketli seramik vazolar kırmızı kablolardan oluşan bir aks üzerine yer alıyordu.
Tasarlanan bu hayal dünyası yenilenebilir enerjinin farklı biçimlerini biraraya getiriyor.
Galeri sürekli değişim içinde olan aydınlık bir kafes içinde, steril fakat aynı zamanda dinamik ve sarmalayan bir çevre oluşturuyor. Sergilenen mobilyalar, biçim ve işlevsel farklılıklarıyla değişik güç kaynaklarını ve birbirileriyle ilişkilerini ifade ediyor.Aydınlatma elemanları fotovolta panelle(güneş enerjisi) kaplı masanın üstüne yansıyarak kırmızı kablolarla bağlı olduğu platformun üstündeki pervaneleri ( rüzgar gücü) ve seramik vazoları döndürüyor( atom enerjisi) ve böylece hepsini kendi ürettiği enerjiyle hareket ettiriyor.
Tasarım sürecinde tek tek her bir detayın yaratıcı ve kaliteli ürünlerden oluşturulmasına dikkat eden Jaime Hayon en karmaşık teknolojiyi anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir haliyle kullanmış.
Kaynak: http://www.dezeen.com/
20 Nisan 2010 Salı
DÜNYA GÜNÜ'NÜZ KUTLU OLSUN!
22 Nisan Dünya Günü, ilk olarak San Francisco’da 1969 yılında düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansında John McConnell tarafından Dünyamızın yaşamı ve güzelliğini kutlayarak karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla bir Dünya Günü düzenlenmesi fikri ile ortaya çıkmıştır.
Bugün artık yerkürenin sahip olduğu sınırlı enerji kaynaklarının tükenmek üzere olduğunu farkedeli beri
doğayı daha çok tanımaya ve korumaya başladık.
Yaşam biçimimizi değiştirerek karbon ayakizimizi azaltmaya gayret ediyoruz:
Atıklarımızı ayrıştırıyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyoruz, güç tasarruflu armatürler tercih ediyoruz ve su kullanımını dikkatli yapıyoruz.
Alışmamız kolay olmayacak tabi ki, ama küçük yaştan çocuklarımıza "dünyamızı sevmeyi" öğretmemiz gerekiyor.
Dünya Günü için ve bütün günler için öneriler:
1. Daha az araba kullanın, toplu taşımayla, yürüyerek veya bisikletle ulaşın.
2. Depozitolu şişe ve kutularda satılan ürünleri tercih edin.
3. Floresan ve LED aydınlatma kullanın
4. Güneş enerjisiyle ısıtılan sıcak su sistemi kullanın.
5. Termosifon ve ısıtıcınızın deposunu yenileyin, ısı kaybını önleyin.
6. Yerli üretim sebze ve meyvaları mevsiminde satın alın.
7. Eğer yerel üretim taşıt alamıyorsanız, ikinci el satın alın.
Kaynak: http://www.popularmechanics.com/science/energy/4215824
Bugün artık yerkürenin sahip olduğu sınırlı enerji kaynaklarının tükenmek üzere olduğunu farkedeli beri
doğayı daha çok tanımaya ve korumaya başladık.
Yaşam biçimimizi değiştirerek karbon ayakizimizi azaltmaya gayret ediyoruz:
Atıklarımızı ayrıştırıyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyoruz, güç tasarruflu armatürler tercih ediyoruz ve su kullanımını dikkatli yapıyoruz.
Alışmamız kolay olmayacak tabi ki, ama küçük yaştan çocuklarımıza "dünyamızı sevmeyi" öğretmemiz gerekiyor.
Dünya Günü için ve bütün günler için öneriler:
1. Daha az araba kullanın, toplu taşımayla, yürüyerek veya bisikletle ulaşın.
2. Depozitolu şişe ve kutularda satılan ürünleri tercih edin.
3. Floresan ve LED aydınlatma kullanın
4. Güneş enerjisiyle ısıtılan sıcak su sistemi kullanın.
5. Termosifon ve ısıtıcınızın deposunu yenileyin, ısı kaybını önleyin.
6. Yerli üretim sebze ve meyvaları mevsiminde satın alın.
7. Eğer yerel üretim taşıt alamıyorsanız, ikinci el satın alın.
Kaynak: http://www.popularmechanics.com/science/energy/4215824
16 Nisan 2010 Cuma
Ev Değil Sanki, Kumbara!
BC House, Monterrey, México by GLR Arquitectos
Gilberto L. Rodríguez-GLR Mimarlık tarafından yeni tamamlanan evin güney cephesi Chipinque Milli Parkı'na ve Monterrey kenti kıyısındaki ‘Cerro de la Silla’ tepesine bakıyor.
Mimari Projedeki geometrik ama sade yerleşim ve iddialı taşıyıcı sistemi sayesinde, kütlenin doluluk etkisini azaltarak rahat bir görünüşle ifade etmeyi başarmış.Özel düşünülmüş yalıtımıyla "Sürdürülebilir Ev" olarak tasarlanmış yapının duvarları ekolojik yalıtkan polyisocianurate (PIR) ile çift duvarlı olarak üretilmiş.Pencerelerde düşük ısı yayılımlı çift cam kullanılmış.Ayrıca su arıtma sistemi ve yağmursuyu kullanımı, havuzsuyu ısıtılmasında ve bahçe aydınlatmasında
günışığı ile ısıtma sistemi enerji tüketimini düşürmektedir.
Mimar: GLR arquitectos
Yer: Monterrey, MexicoKaynak: http://www.arplus.com/
13 Nisan 2010 Salı
Mimarlık Havalı Meslektir !
Arium:"Hava ve Mimarlık"
yazarları : Jurgen Mayer H ve Neeraj Bhatia
Mimarlık ve atmosfer hareketleri arasındaki ilişkiyi konu alan kitabın yazarları:Berlin'li mimar Jurgen Mayer H ve Toronto Üniversitesi John H. Daniel Mimarlık Fakültesi'nden
Kent Plancısı Neeraj Bhatia.
Dezeen izleyenleri arasında yaptığı yarışmayı kazanan beş kişiye "Hava ve Mimarlık" kitabını hediye etti.
"Hava ve Mimarlık" kitabından bazı konu başlıkları:
Hava şehirde doğadan kalan son kalıntı mı?
Havadaki güç sistemleri enerji krizinin sigortası mıdır?
Değişkenlik ve keşmekeş tasarlanabilir mi?
İklim mimarlığın düşmanı mı ? dostu mu ?
Hava kültür özelliğinin son şekli midir?
Hava kültür özelliğinin son şekli midir?
Yoksa pabucu tümüyle "Yeşil"e mi kaptırdı ?
Arium: Hava ve Mimarlık rehberi, atmosfer, kurgulanmış çevre, kültür ve siyaset kavramlarının
karşılaştırılarak araştırıldığı bir projedir.
Tasarım ve mimarlık araştırmalarında iklimin çağdaş anlayışına çok geniş bir açıdan yaklaşıyor.
10 Nisan 2010 Cumartesi
Nohut Oda Bakla Sofa...
Mimarlar Goryainov A.ve Krymov M. tarafından yurt ve pansiyonlar için tasarlanan Uyku Kutusu konuklara dar alanda maksimum konfor sağlıyor.
Yalnızca aydınlatma ve elektrik bağlantısına sahip 3.75 metrekare taban alanlı sistem genel havalandırmaya bağlanmış, ahşap konstrüksiyon ve duvarları özel buhar düzenleyici bir malzemeyle kaplanmış.
Bölücü duvar yerine ranza kullanılan tasarımda hem mekan kaybı önlenmiş, hem de uygulama süresi, konstrüksiyon ve bitişlerde ekonomi sağlanmış.
Alan kullanımında verimlilik elde edilirken, gerektiğinde hızla değiştirilebilen bir plan esnekliğine ulaşılmış.
Tasarımın getirdiği bu çözüm konuklara rahatsızlık vermeden konaklama sayısının artırılabilmesini sağlıyor.
Kaynak: http://www.arch-group.org/
7 Nisan 2010 Çarşamba
YAŞAM=İŞ=PROJE
Christo ve Jeanne-Claude sanatçı çiftin Tokyo Midtown Garden'daki retrospektif sergisi bu adı taşıyor.
Sanatçılar Paris'in en eski köprüsü Pont-Neuf'ü parlak kumaşla sarıp sarmalamış, Kaliforniya ve Japonya'da tarlaları sarı ve mavi şemsiyelerle kaplamış, Berlin'de Parlamento binasını gümüş rengi kumaşla paketlemişti.
Genellikle hazırlıkları uzun süre ve yoğun emek isteyen ve farkındalık yaratacak projelere imza atmışlardır.
2005 Şubat'ında New York-Central Park'ta 7503 adet safran rengi portal inşa ederek 20 yıllık bir projeyi hayata geçirmişler.
Jeanne-Claude 2009 Kasım'ında vefatından sonra Christo birlikte başladıkları projeleri yürütmeye devam ediyor.
Kaynak: http://www.2121designsight.jp/program/christo_about-e.html
1 Nisan 2010 Perşembe
EMEK SİNEMASI: GEÇMİŞİMİZ VE GELECEĞİMİZ
Türk sinemasıyla özdeş Yeşilçam sokağındaki 86 yıllık Emek sineması, yalnızca Istanbul'un değil Türkiye'nin sinema geçmişini barındırmaktadır.
Yalnız Istanbul'un değil aynı zamanda Türkiye'nin sembol sineması olan Emek sinemasının özelleştirilmesini, ardından yıkılarak alışveriş merkezi içine taşınmasını öngördüğü basında yer alan proje yalnızca bir kültürel mirasımızın yok edilmesi, sinema geçmişimizin bir parçasının silinmesi değildir. Aynı zamanda, bağımsız sinema salonlarının yok oluşu meselesidir, bağımsız sinemaya, sinema sanatının geleceğine vurulan ağır bir darbedir.
Bugün sinema hızla büyük şirketler tarafından üretilen, büyük şirketler tarafından dağıtılan, büyük şirketlerin zincir salonlarında gösterilen bir ürün haline gelmektedir. Bu niteliğe sahip sinemanın diğer ticari sanayi ürünlerinden örneğin bir otomobilden bir farkı kalmamıştır. Hatta dikkatli bakılırsa otomobillerin dağıtımının bile daha az merkezi olduğu göze çarpar, çünkü otomotivde yerel bayiler vardır.
Yalnız Istanbul'un değil aynı zamanda Türkiye'nin sembol sineması olan Emek sinemasının özelleştirilmesini, ardından yıkılarak alışveriş merkezi içine taşınmasını öngördüğü basında yer alan proje yalnızca bir kültürel mirasımızın yok edilmesi, sinema geçmişimizin bir parçasının silinmesi değildir. Aynı zamanda, bağımsız sinema salonlarının yok oluşu meselesidir, bağımsız sinemaya, sinema sanatının geleceğine vurulan ağır bir darbedir.
Bugün sinema hızla büyük şirketler tarafından üretilen, büyük şirketler tarafından dağıtılan, büyük şirketlerin zincir salonlarında gösterilen bir ürün haline gelmektedir. Bu niteliğe sahip sinemanın diğer ticari sanayi ürünlerinden örneğin bir otomobilden bir farkı kalmamıştır. Hatta dikkatli bakılırsa otomobillerin dağıtımının bile daha az merkezi olduğu göze çarpar, çünkü otomotivde yerel bayiler vardır.
Emek sineması yalnızca geçmişin değil, kültürel geleceğimizin de bir parçasıdır. Bunu birkaç örnekle anlatmakta büyük fayda görüyorum. Türk sinemasının ünlü yönetmenlerinden Atıf Yılmaz'ın ölümünü öğrenen sinema camiası o sabah apar topar Emek sinemasında bir araya gelmişti. Bu tamamen refleks olarak gerçekleşen bir toplanmaydı, çünkü Türkiye'de sinemanın adresi Emek sinemasıydı. Dünyanın pek çok ünlü yönetmeni ve Hollywood yıldızları, örneğin Harvey Keitel 2005'te, John Malkovich 2009'da yaşam boyu başarı ödüllerini bu sinemada izleyicilerin önünde aldılar.
Emek sineması yıkılırsa geriye sadece alışveriş merkezindeki sinemalar kalacak. Düşünün bir, Atıf Yılmaz'ın ölümü üzerine toplanan sinema camiasının alışveriş merkezinin müzikli, gürültülü kalabalıkları arasında bir salona doluştuğunu! Lütfü Kırdar Kongre sarayı var diyenler burasının bir çok amaçlı toplantı merkezi olduğunu sinema kültürüne ait olmadığını biliyorlardır. Ya o gün bayi toplantısı varsa? Çareyi Starbucks'ta toplanmakta mı bulacak sinemacılar? Veya John Malkovich odülünü sinemada seyircilerin alkışları önünde almak için alışveriş merkezindeki sinemaya gelecek, çıkışta da yaşam boyu başarı ödülünün yanında kendine bir lastik ayakkabı mı alacak? Bu örnekler Emek sinemasının yıkılmasının ne kadar akıldışı olduğunu nasıl yeri doldurulamaz bir boşluk bırakacağını gösteren örneklerden sadece birkaçıdır.
Yukarıdaki örneklerden ve aşağıda yer alan Emek için nihai çözüm önerisinden de anlaşılacağı üzere Emek sineması, yalnızca kültürel mirasımız değildir, aynı zamanda Türk ve dünya bağımsız sineması için geleceği temsil etmektedir.
Mehmet Kurtkaya
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'na,
Biz aşağıda ismi bulunan, sinemaseverler, festivalseverler ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak isteyenler olarak 86 yıllık geçmişiyle, anılarımızın, gençliğimizin, kültürümüzün, sinemamızın içinde büyük bir yer eden, Yeşilçam sokağındaki tarihi Emek Sinemasının kapatılmasına ve yıkılmasına karşıyız.
Nihai çözüm Emek Sineması'nın, Türk ve dünya sinemasının festivallerde gösterilen seçkin örneklerini seyircilerle buluşturan, Türk ve yabancı yönetmenler ve oyuncuların katılımıyla film sonrası söyleşileri düzenleyen, belirli haftalarda yeni Türk yönetmenlerine, sinema öğrencilerine ve yetenekli kısa filmcilere eserlerini gösterme imkanı sağlayan, sinema sarayı geçmişine ve binasına, Türkiye'nin sembol sineması olma özelliklerine yaraşır bir sinema ve film merkezine dönüştürülmesi, kısaca Emek Sineması ve Film Merkezi olmasıdır.
Saygılarımızla,
Mehmet Kurtkaya, Makine Yüksek Mühendisi
Gülbin Tatlıağız
Gül Pamuk, Sanatçı
Bayram Şahin, Köşe yazarı
Melani Sarıtaş, Koç üniv. Matematik bölümü öğrencisi
Ayşın Kancı Ürkmez
Selin Karabulut, Koç üniv.felsefe öğrencisi
Yukarıdaki metni onaylıyorsanız ve siz de adınızın, soyadınızın ve mesleğinizin onaylayanlar listesinde yer almasini istiyorsanız lütfen ad, soyad ve mesleğinizi bir e-mail ile
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'na,
Biz aşağıda ismi bulunan, sinemaseverler, festivalseverler ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak isteyenler olarak 86 yıllık geçmişiyle, anılarımızın, gençliğimizin, kültürümüzün, sinemamızın içinde büyük bir yer eden, Yeşilçam sokağındaki tarihi Emek Sinemasının kapatılmasına ve yıkılmasına karşıyız.
Nihai çözüm Emek Sineması'nın, Türk ve dünya sinemasının festivallerde gösterilen seçkin örneklerini seyircilerle buluşturan, Türk ve yabancı yönetmenler ve oyuncuların katılımıyla film sonrası söyleşileri düzenleyen, belirli haftalarda yeni Türk yönetmenlerine, sinema öğrencilerine ve yetenekli kısa filmcilere eserlerini gösterme imkanı sağlayan, sinema sarayı geçmişine ve binasına, Türkiye'nin sembol sineması olma özelliklerine yaraşır bir sinema ve film merkezine dönüştürülmesi, kısaca Emek Sineması ve Film Merkezi olmasıdır.
Saygılarımızla,
Mehmet Kurtkaya, Makine Yüksek Mühendisi
Gülbin Tatlıağız
Gül Pamuk, Sanatçı
Bayram Şahin, Köşe yazarı
Melani Sarıtaş, Koç üniv. Matematik bölümü öğrencisi
Ayşın Kancı Ürkmez
Selin Karabulut, Koç üniv.felsefe öğrencisi
Yukarıdaki metni onaylıyorsanız ve siz de adınızın, soyadınızın ve mesleğinizin onaylayanlar listesinde yer almasini istiyorsanız lütfen ad, soyad ve mesleğinizi bir e-mail ile
adresine yollayınız. Onaylayanların listesini bir sonraki güncellemede sitemizde yayınlayacağız. E-mail adresiniz gizli tutulacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)