Haziran ayında kabul edilen değişiklik ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem riski taşıyan ve eskiyen kent kısımlarında kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan etme yetkisine sahip oldu. İBB ve ilçe belediyelerinin TOKİ ya da KİPTAŞ ile yaptığı protokoller aracılığıyla yürütülen proje alanları şunlardır:
Küçükçekmece, Zeytinburnu, Çatalca, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Maltepe, Güngören, Başakşehir, Ataşehir, Gaziosmanpaşa, Kartal, Fatih, Beyoğlu, Fener-Balat, Ayvansaray, Yalı Mahallesi, Süleymaniye ve Tarlabaşı.
Yakın zamana kadar gecekondu bölgelerinde deprem güvenliği sorunu konuşulmazken dönüşüm projelerinin başlıca nedeni oldu. Toprağından ayrılıp daha iyi barınma, okuma ve yaşama umuduyla kentin yoksul bölgelerine yerleşirken engellenmeyen vatandaşların bugün daha kaliteli yaşamaları için yeniden yer değiştirmeleri kurgulanıyor. Bu sefer imara açılan yeni yerleşimlerde lüks konutlar, havuzlu villalar ve rekreasyon alanları ile güven dolu bir yaşam pazarlanıyor. Peki komşuluk, mahalle arkadaşlığı, mahalle esnafıyla güvenli ilişkiler yerine süpermarketten parlak ambalajlı bir hayat alan insanlar kentli yaşamı aynı lezzette yaşayabilecekler mi?
Kentsel dönüşüm yalnızca alan değerlendirme, yeni yapılaşma ve lüks konutların pazarlanmasından kazanç elde etmek değildir; sosyal bir süreç olarak görülmelidir.
Deprem güvenliği ve bölge halkının barınma ihtiyaçları düşünülerek yapılacak kentsel dönüşüm projelerinde, araştırma ve raporlamanın yanısıra stk görüşleri de alınmalı ve sosyal katılım sağlanmalıdır.
Kayıtlar
Kentsel dönüşün planlanırken, çevrenin insan üzerindeki etkisi düşünülmeli, betonlar içine sıkıştırılan insanların kimyasının değiştiği, bencilleştiği ve vurdumduymaz hale geldiğini düşünüyorum. Bunu böyle isteyenler, bilerek mi yapıyorlar gerçekten merak ediyorum.
YanıtlaSil